Günlük Hayatımızda Matematik

Barkod Nedir? Kumdaki Çizgiler Küresel Ticareti Nasıl Dönüştürdü?

Satın aldığımız her ürünün üstünde, barkodlar bulunuyor. Peki barkod nedir? Kalın ince barkod çizgileri ne anlama gelir?

barkod nedir

1948’de Amerika Birleşik Devletleri’nin Philadelphia kentindeki Drexel Enstitüsü’nde yüksek lisans öğrencisi olan Joseph Woodland, yerel bir tüccarın kendisine sorduğu soru üzerinde düşünüyordu: Sıkıcı kayıt sürecini otomatikleştirerek mağazalarındaki ödemeleri hızlandırmanın bir yolu var mıydı? Cevap günümüzde satın aldığımız hemen her şeyin üzerinde karşımıza çıkan barkodlar olacaktı.

Woodland zeki bir genç adamdı. Savaş sırasında atom bombasını geliştiren Manhattan Projesi üzerinde çalışmıştı. Ve yelpazenin diğer ucunda asansör müziği çalmak için geliştirilmiş bir sistem de tasarlamıştı. Miami Beach’e anne ve babasını ziyaret için gitmiş ve boş bir zamanında kumsalda oturmuş düşünüyordu. Bir yandan da dikkati dağılmış bir şekilde kumla oynuyordu.

Barkod Nedir? Nasıl Çalışır?
Joseph Woodland, özellikle barkodun icat edilmesiyle tanınan Amerikalı bir mucittir. 1921 yılında doğdu ve 2012 yılında hayatını kaybetti. Woodland, 1949 yılında arkadaşı Bernard Silver ile birlikte ilk barkodu geliştirdi.

Bakışları oyununun kumda bıraktığı oyuklara ve çıkıntılara takılınca aklına bir şey geldi. Mors alfabesinin bir mesajı iletmek için nokta ve çizgileri kullanması gibi, bilgiyi kodlamak için de ince ve kalın çizgiler kullanılabilirdi.

O zamanın teknolojisiyle bu fikri gerçekleştirmek mümkündü ama pahalıydı. Ancak bilgisayarların gelişmesi ve lazer makinelerinin icadı onu daha gerçekçi hale getirdi. Tarama şeridi sistemi yıllar içinde bağımsız olarak birkaç kez yeniden keşfedildi ve geliştirildi.

Barkod Çizgileri Süpermarketlerden Önce Trenlerde Kullanılmıştı
Bu kalın ve ince çizgiler yol kenarındaki tarayıcılar tarafından kolayca okunacak ve treni tanımlamak mümkün olacaktı.

1950’lerde mühendis David Collins demiryolu vagonlarını izlemek için ilk işlevsel barkod sistemini geliştiren bir ekibe liderlik etti. Sonuç olarak ilk barkodlar süpermarketler yerine tren vagonlarında kullanılacaktı. Joseph Woodland’ın kum karalamaları teknolojik bir gerçeklik haline gelmişti .

1970’lerin başında, bir IBM mühendisi olan George Laurer, barkod tasarımında bazı iyileştirmeler yaptı ve bir bilgisayarın barkodu okumasını mümkün kılan sistemi geliştirdi. Haziran 1974’te, Sharon Buchanan adlı bir kasiyer bir paket sakızı bir lazer tarayıcıda taradı. Bu barkodun hayatımıza girdiği andı.

Barkod Nedir? Nasıl Çalışır?
İlk barkodu içeren sakız paketi günümüzde Ulusal Amerikan Tarihi Müzesi’nde sergilenmektedir.

Barkod Nedir? Nasıl Çalışır?

En basit tanımı ile bir barkod verileri bilgisayara girmenin en hızlı yoludur. Bilgisayarların okuyabildiği ve anlayabileceği tek şey 0 ve 1 sayılarıdır. Bu nedenle barkodlar bu ikili kombinasyona uygun biçimde hazırlanır.

Barkod çubuklarının her biri belli bir sayıya karşılık gelir. Siyah çizgiler “1”, boşluklar “0” sayılarını temsil eder. Barkod okuyucuları bu kodu okurken lazerden faydalanır. Barkodlarda gördüğümüz siyah çubuklar lazer ışığını hiç yansıtmaz. Bu 1 anlamına gelir. Beyaz çubuk ise çok iyi yansıtır ve bu nedenle 0 sayılır.

Bugün, satın aldığımız yerli bir ürünün üzerinde göreceğiniz barkod, çok büyük olasılıkla, EAN 13 olacaktır. 13 haneli barkod numarası o ürünün hangi ülkede, hangi firma tarafından üretildiğini; ürünün kodunu ve ürünün kontrol kodunu belirtir.

barkod çizgileri
Barkodlar sayısal bilgi içeren düz çizgilerden oluşurlar. Satın aldığınız ürünlerdeki barkodlar ürünün üretildiği ülke, üretici firma ve ürün tipiyle ilgili standart sayısal bilgileri içerir.

Ayrıca bir barkodun başında, ortasında ve sonunda iki dikey çizgiden oluşan karakteristik bir desen vardır. Bu sayede otomatik bir barkod okuyucu, okumaya başlayacağı ve bitireceği yerleri ve kodu hangi yönde okuyacağını kendisi belirler.

  • Ön ek olarak bilinen ilk üç hane ürünün üretildiği ülkeyi temsil eder. 978 ve 979 özel kodlardır. Bu sayılar kitapları tanımlar.
  • İlk üç basamaktan sonra gelen 4 haneli rakam ürünü üreten firmanın kodudur.
  • Üretici kodundan sonra gelen 5 basamaklı rakam ürünün kodunu ifade eder.
  • Son rakam ise kontrol kodudur.

Barkod çizgileri ince ve kalın biçimdedir. En ince çizgi ve en dar boşluk bir birimdir. Diğer boşluklar ve çizgiler kapladıkları alana göre iki birim, üç birim, dört birim olur. Diğer bir deyişle daha kalın bir çubuk, iki veya daha fazla çubuğun birleşiminden başka bir şey değildir. Aynı durum daha geniş beyaz alanlar için de geçerlidir.

Barkod Nedir? Nasıl Çalışır?

Herhangi bir barkod bir birim ge­nişliğinde siyah çizgi ve bir birim genişliğinde beyaz boşluk, tekrar bir birim genişliğinde siyah çizgi (yani çizgi-boşluk-çizgi) ile başlar. Başlama kodundan son­ra, diğerlerini şöyle çözebiliriz.

Bir Barkodun Kontrol Basamağı Nasıl Hesaplanır?

  1. Önce çift numaralı konumlardaki (2., 4., 6., 8., 10. ve 12.) rakamlar toplanır. Sonrasında çıkan sonuç 3 ile çarpılmalıdır.
  2. Ardından tek numaralı konumlardaki (1., 3., 5., 7., 9. ve 11.) rakamlar bu sayıya eklenmelidir.
  3. Çıkan sonuç 10’a bölünür ve kalan bulunur. Daha sonrasında bu kalan 10 sayısından çıkarılır ve bu sayede kontrol basamağı elde edilir.

Şimdi bir deneme yapalım. Barkodumuz 9 300650 658516 olsun. İlk olarak, 9 30, daha önce belirtildiği gibi yapıldığı ülkeye temsil eder. Bu ürün Avustralya’da yapılmıştır. 0650 65851 bu ürün hakkında bize bilgi verir. Son olarak, 6 kontrol basamağıdır.

Yukarıdaki adımları uygulayarak çalışıp çalışmadığını kontrol edelim. Çift numaralı konumdaki sayıların toplamını ve 3 ile çarpımını yapalım. (3 + 0 + 5 + 6 + 8 + 1) × 3 = 69. Şimdi bu sonuca son basamak hariç diğer sayıları ekleyelim. 69 + (9 + 0 + 6 + 0 + 5 + 5) = 94. Çıkan sonucumuzu 10’a bölelim. Bu durumda kalanımız 4 olacaktır. Son olarak 10 – 4 = 6 işlemi bize kontrol basamağımızı verecektir.

Barkodlar Gıda Endüstrisindeki Güç Dengesini Değiştirdi.

Günümüzde barkodlar süpermarketlerin işlerini daha verimli bir şekilde yapmalarına yardımcı oluyor. Ama aslında bundan çok daha fazlasına da neden oldu. Zaman geçtikçe barkodun dengeyi belirli bir tüccar tipinin lehine çevireceği ortaya çıktı. Küçük aile işletmeleri için sistemi benimsemek, gerçekte sahip olmadıkları sorunlara pahalı bir çözümdü.

Envanteri otomatikleştirme ve takip etme yeteneği sayesinde geniş bir ürün yelpazesi sunmanın maliyeti azaldı. Genel olarak mağazalar ve özel olarak süpermarketler çiçeklerden elektronik cihazlara kadar her şeyi satmaya başladı.

Büyük süpermarketler ise daha fazla ürün satarak tarayıcıların maliyetini karşılayabilirdi. Avantajları da çoktu. Kasalarda kuyruklar artık daha kısaydı. Envanter hesaplamaları artık daha kolaydı.

Ve ABD’de enflasyonun yüksek olduğu on yılda barkod, her bir ürünü etiketlemeye gerek kalmadan ürün fiyatlarını değiştirmeye olanak sağlıyordu. Sonucunda siyah beyaz etiket perakende sektörünü ele geçirdi ve bunun sonucunda da büyük perakendeciler 70’li ve 80’li yıllarda genişledi.

Sonuç olarak

Teknoloji tutkunları, Joseph Woodland’ın parmaklarıyla kumda keyifsizce oynadığı ilham anını haklı olarak kutlayacaktır. Ancak barkod kullanımı yalnızca daha verimli ticaret yapmanın bir yolu değildir. Aynı zamanda hangi tür işletmelerin verimli olabileceğini de belirleyen bir şeydir.  

Bu siyah beyaz çizgiler harika bir mühendislik eseridir. Ancak, bu harika küçük mühendislik parçasının dünya ekonomisinin birbirine uyum şeklini değiştirdiğini hatırlamakta fayda var. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Gizli Mesajların ve Uzay İletişiminin Ardındaki Cebir: Reed-Solomon Kodlarıyla Tanışın!


Kaynaklar ve ileri okumalar:

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir