Ancak aslında ağaçtan veya taştan tekerlek yapan ilkçağ insanı figürlerinin hepsi hayal ürünüdür. Tekerleğin icadı ile taş devri insanının bir ilgisi yoktur. Tekerlek insanlık tarihine nispeten geç girmiştir. Hatta Aztekler, Mayalar ve İnkalar tekerlek ile 15. yüzyıla kadar tanışmamıştır.
Günümüzde etrafınıza baktığınız zaman her yerde tekerlekleri göreceksiniz. Gerçekten de tekerlek belki de en mükemmel insan icadıdır. Bununla birlikte, tekerleğin özellikle bir ulaşım aracı olarak kullanılması insanlık tarihinin nispeten geç bir noktasına denk gelmektedir.
Arkeolojik kazılarda bulunan bilinen en eski tekerlek Mezopotamya’ya aittir ve M.Ö. 3500 yıllarına tarihlenmektedir. Bu dönem, insan uygarlığının gelişim hikayesinde nispeten geç bir bölüm olan Bronz Çağı civarına denk gelir. Oysa ki insanlar o zamana gelene dek ürün ekiyor, evcilleştirilmiş hayvanları güdüyordu. İnsanlar metal alaşımları yapıyor, kanallar ve yelkenliler inşa ediyor ve hatta arp gibi karmaşık müzik aletleri tasarlıyordu. O zaman neden tekerleği bu kadar geç kullanmaya başladılar?
Tekerleğin İcadı Neden Bu Kadar Uzun Sürdü?
Nispeten geç gelişinin nedeni tasarımıyla ilgilidir. Tekerlek sadece dönen bir disk değildir. Tekerlekten önce basit silindir biçimde dönen nesneler taşımayı kolaylaştırmak için kullanılmıştır. Ancak bunlara tekerlek demek mümkün değildir.
Tekerleği icat etmenin bu kadar uzun sürmesinin bir nedeni, doğada tekerlek ve aks bulunmamasıdır. Dönen bir silindiri taşımacılıkta kullanmak kolaydır. Ancak asıl önemli olan, o silindirin dönmesine engel olmadan, bu silindirin sabit bir platforma nasıl bağlanacağını bulmaktır. Üstelik sürtünmeyi en aza indirmek için hem aksın ucu hem de tekerlek deliği mükemmel şekilde pürüzsüz olmalıdır.
Tekerlek başlangıçta hiçbir zaman ulaşım amaçlı düşünülmedi. İnsanlar tekerleği ilk defa MÖ 5 bin yıllarında, topraktan tas ve kase yapmak üzere yatay döner tabla olarak kullanmışlardır. Sümerlilerin de tekerliği çanak çömlek yapımında kullandıklarını biliyoruz.
Ancak bir noktadan sonra tekerleğin icadı, uzun mesafeleri kat etmeyi kolaylaştırarak uygarlığın gelişimini büyük ölçüde hızlandırdı. Bu sayede ticaret ağları genişledi. Kasabalar ve şehirler yoğunlaştı, nüfusları el arabası destekli çiftçiliğin artan üretkenliğiyle ayakta kaldı. En azından Avrasya’da olan buydu.
Aztekler, İnkalar ve Mayalar Tekerleğe İhtiyaç Duymuyordu
Atlantik’in diğer yakasında Aztekler, İnkalar, Mayalar ve Yerli Amerikalılar, 15. yüzyılın sonları ve 16. yüzyılın başlarında Avrupalı sömürgecilerin gelişinden sonraya kadar tekerlekle tanışmadılar. Bu toplumların neden kendi tekerleklerini icat etmedikleri uzun süre boyunca belirsizdi.
Doğru kozmolojik takvimlerine ve etkileyici mühendislik becerilerine bakılırsa, kesinlikle teknik bilgiye sahiplerdi. Hem Mayalar hem de İnkalar yollar bile inşa ettiler. Ama bu yolları yalnızca yayaları düşünerek planlamışlardı. Aslında bunun da basit bir açıklaması olduğunu zaman içinde anladık.
1880’de arkeolog Désiré Charnay, Mexico City’de bir Aztek çocuğunun mezarını kazarken, bir tekerlek takımına monte edilmiş küçük bir çakal heykelciğiyle karşılaştı. O zamandan sonra da ülke çapında başka tekerlekli oyuncaklar da bulundu. Bunların çoğu, kültürleri MS 900 ile 1100 yılları arasında gelişen Tolteklere aitti.
Bu nedenle bölge halkının tekerleklerden neden yoksun olduğuna dair mevcut açıklamalar daha basit bir sonuca indirgeniyor. Çünkü bu bölgede yaşayan insanların tekerlekli araçlara Avrasyalılar kadar ihtiyaçları yoktu. Bunun en önemli nedeni yaşadıkları coğrafyaydı.
40 Bin Kilometrelik İnka Yolları İnsanlar İçin Yapılmıştı
İnka hükümdarları, devasa imparatorluklarını yönetmek için imparatorluklarının çeşitli kısımlarını birbirine bağlamanın bir yolunu aradılar. Böylece, yaklaşık 40.000 kilometre boyunca uzanan ve 3.000.000 kilometrekare alana erişim sağlayan ayrıntılı bir yol sistemi ortaya çıktı. İnkalar bu yolları yeryüzündeki en zor arazilerden birinde inşa ettiler.
Bu yollar And Dağları’nın engebeli arazisi üzerinde planlanmıştı. Tekerlekli araçların geçemeyeceği dev merdivenler ve asma köprüler vardı. Bunun yerine İnkalar, mükemmel tırmanıcılar olan ve bugün hala Machu Picchu’nin yamaçlarında yaşayan insan kuryeler ve lamaların bir kombinasyonunu kullandı. Ayrıca ağır kayalardan oluşan etkileyici yapılar inşa ettiler. İnşaatçıların bu kayaları tekerleğin yardımı olmadan nasıl hareket ettirdiklerini kimse bilmiyor. Ama başardılar.
Sonucunda Yucatán yarımadasındaki pek çok yere hâlâ arabayla ulaşılamıyor. Machu Picchu’nun zirvesine ulaşmanın tek yolu da tıpkı İnkalar’ın yaptığı gibi hala yürümektir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Why the Aztecs, Inca, and Maya never invented the wheel. Yayınlanma tarihi: 29 Temmuz 2023. Kaynak site: Big Think. Bağlantı: Why the Aztecs, Inca, and Maya never invented the wheel
- The revolutionary invention of the wheel. Yayınlanma tarihi: 2 Haziran 2014. Kaynak site: Ancient Origins. Bağlantı: The revolutionary invention of the wheel
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel