Geceleri gökyüzünü gözlemlemekten hoşlanıyorsanız bir şey fark etmiş olmalısınız. Uydumuz Ay’ı incelemeye çalıştığınızda nasıl bakarsanız bakın, her zaman aynı manzarayı görürsünüz. İşin ilginç tarafı, yüz binlerce yıl önceki atalarımız da Ay’ın bizim gördüğümüz yüzünü gördüler.
Belki de bu nedenle insanlık uzun zaman boyunca Ay’ın öte tarafından ne olduğunu merak edip durdu. Hatta bu durum zamanla bir gizem haline dönüştü. Sonrasında da “Ay’ın karanlık yüzü” fenomenini doğurdu. Elbette Ay’ın karanlık yüzü diye bir şeyden bahsedemeyiz. Çünkü Ay’ın her yeri Güneş’ten ışık alır.
Bu iddiaların nedeni kısmen onun aynı tarafını görmemiz ile ilgilidir. Belki de 1973’te Pink Floyd’un “The Dark Side of the Moon” albümü de Ay’ın Karanlık Yüzü fenomeninin yaygınlaşmasına katkı sağlamış olabilir. 1959’da Sovyet Uzay Aracı Luna 3 Ay’ın yörüngesine girip eve bizlere ilk kez Ay’ın “uzak tarafını” gösteren fotoğraflar gönderdi. O zamandan beri de ayın öte tarafında neler olup bittiğini aslında biliyoruz. Ayrıca 1968’de Apollo 8 uzay aracındaki astronotlar, ayın yörüngesinde dönerken bizzat uzak tarafa bakan ilk insanlardı.
Ay’da Gece Gündüz Olur mu?
İşe önce terminolojiyi düzelterek başlamak lazım. Ay’ın karanlık yüzü diye bir şey az evvelde dediğimiz gibi yoktur. Ay’ın bir kısmının herhangi bir zamanda karanlık olduğu doğru olsa da, her zaman aynı kısım değildir. Diğer bir deyişle, Ay’a gidip kamp kurma şansınız olsa güneşin doğuşunu ve batışını izleyebilirsiniz.
Yani hem gündüzü hem de geceyi yaşayabilirsiniz. Ay kendi etrafında dönerken aynen dünya gibi gece ve gündüz oluşumu gerçekleşir. Gündüz tarafı, halihazırda güneş ışığı alan taraftır. Ayın gördüğümüz tarafı bazen gündüz, bazen de gece tarafıdır. Her şey, aslında Ay’a ne zaman baktığımıza bağlıdır. Bu nedenle Ay’ın karanlık ve aydınlık yüzü yerine yakın veya uzak yüzü demek daha mantıklıdır.
Ayın Neden Hep Aynı Yüzünü Görürüz
Ay, milyonlarca yıldır Dünya’nın güçlü kütle çekim alanından dolayı yörüngesinde yavaşlamıştır. Bu durumda, Ay’ın kendi ekseni etrafında dönme süresinin, Ay’ın Dünya’nın etrafındaki dolanma süresine (27,322 gün) çok yakın olmasını sağlamıştır (neredeyse 1:1). Bundan dolayı Ay’ın bir yüzü her zaman bize dönükken, diğer yüzü de her zaman arkada kalır. Bunun sonucunda ona ne zaman bakarsak bakalım hep aynı yüzünü görürüz.
Bu tür kütle çekim kilitleri, birçok çift cisimlerde eninde sonunda gerçekleşme eğilimindedir. Örneğin Güneş-Merkür ikilisinde de 3:2 kilitlenme vardır, yani Merkür’ün Güneş çevresinde 2 kez dolandığı sürede Merkür kendi ekseni etrafında 3 kez döner.
Öte yandan Ay’ın kendi dönme eksenine olan 6,68 derece eğikliği ve elips olan yörüngesinin Dünya’nın Güneş ile yörünge eksenine olan 5,145 derece açısı nedeniyle de librasyon olayı (yani bir nevi çalkalanarak dönme) olur. Bunun sonucunda da Ay’ın yüzeyinin toplamda yüzde 59’unu görme şansını elde ederiz.
Ay’ın yakın tarafı neredeyse son 4,5 milyar yılın tamamında Dünya’ya dönüktü. Dünyanın sakinleri tarih boyunca onun dağlarına, kraterlerine ve karanlık havzalarına bakmışlardı. Ancak 1959’da insanlık sonunda bir uzay aracını Ay’ın uzak tarafına uçurdu ve tamamen farklı bir yüz gördü. İki tarafın birbirinden neden farklı olduğu da uzun bir süre boyunca merak edildi.
Ay’ın iki yüzü neden bu kadar farklı?
Çıplak gözle bu farklılıklar sadece parlak ve karanlık noktalar olarak görünebilir. Ama eğer bir teleskopla bakarsanız, sizi farklı bir manzara bekleyecektir. İki taraf arasındaki fark mevcut kraterler ve Maria (Latince “denizler” anlamına gelir) olarak bilinen ve içlerinde daha küçük kraterler bulunan karanlık bölgelerdir. Ancak uzak tarafta koyu bölgeler neredeyse tamamen yoktur. Bunun yerine daha belirgin kraterler, daha engebeli bir arazi mevcuttur.
Peki yakın taraf ile uzak taraf arasındaki farklar neyle açıklanıyor? Cevabın uzay çarpışmalarıyla bir ilgisi olduğu ortaya çıktı, ancak kuyruklu yıldızlar ve asteroitlerle ilgili değil. Ancak Ay’dan kayalar getirip bunların Dünya’nın yapıldığı maddeyle tamamen aynı malzemeden yapıldığını keşfedene kadar bunun farkına bile varmadık!
Yaklaşık 4,5 milyar yıl önce, Güneş Sistemi henüz emekleme aşamasındayken, Dünya’nın büyük bir kısmı oluşmuştu. Ancak Dünya’nınkiyle neredeyse aynı yörüngede olan çok büyük, Mars boyutunda bir gezegenimsi daha vardı. On milyonlarca yıl boyunca bu iki nesne dengesiz bir şekilde birbirlerinden civarında dolandılar Ve nihayet, Güneş Sistemi oluştuktan yaklaşık 50 milyon yıl sonra birbirleriyle çarpıştılar!
Her iki proto-gezegenin büyük çoğunluğu Dünya’yı oluştururken, büyük miktarda enkaz da uzaya fırlatıldı. Zamanla, bu enkazın önemli bir kısmı birleşerek Ay’ı oluşturacaktı. Bu çarpışma gerçekleştiğinde Dünya hâlâ çok sıcaktı. Bu esnada Ay’da Dünya’ya daha yakındı ve 100.000 yıl gibi bir süre sonra dünyaya kilitlendi. Zamanla Ay’ın uzak tarafı daha hızlı soğudu ancak bize bakan tarafı uzunca bir süre Dünya’nın ateşi ile yüzleşti. Bunun sonucunda iki taraf arasında kabuk kalınlığı ve kimyasal farklılıklar ortaya çıktı.
Sonuç Olarak
Geçtiğimiz yıllarda ortaya konulan ve NASA tarafından da desteklenen bu teori hem Ay’ın karanlık yüzünün neden daha farklı göründüğünü, hem de uydumuzun nasıl oluştuğunu açıklıyor. Sonucunda fikriniz ne kadar çılgın veya olağandışı olursa olsun, eğer gözlemlediklerimizi açıklama gücüne sahipse, bulmacayı çözmek için gerekli bir fikir olabilir. Zaten bilimin gerçekliğin sırlarını keşfetmesinin ardındaki fikir de budur.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- What and where is the dark side of the moon?. Kaynak site: How Stuff Works. Bağlantı: What and where is the dark side of the moon?/
- Why Do We Always See the Same Side of the Moon?; yayınlanma tarihi: 30 Ekim 2014; Kaynak site: Discover. Bağlantı: Why Do We Always See the Same Side of the Moon?;/
- The moon’s far side could offer a view of the universe even deeper than the James Webb Space Telescope. Yayınlanma tarihi: 26 Ağustos 2022. Kaynak site: Space. Bağlantı: The moon’s far side could offer a view of the universe even deeper than the James Webb Space Telescope
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel
Ayın yörünge şeklinden sikloid den hiç bahsetmemişsiniz. Makale için çok teşekkürler.
Ondan da başka yazımızda bahsetmiştik :)