Ateş daha doğrusu ateşi kontrol etme gücü, insanlık tarihinin en önemli icatlarından biri olarak kabul edilmektedir. Ateşin kontrolü ilk insanların ısınmasına, yemek pişirmesine, yırtıcıları savuşturmasına ve sert iklimlerde maceraya atılmasına olanak tanıdı. Peki ama ateşi tam olarak kim buldu?
Antik bir Yunan efsanesi, insanları kilden şekillendirip onlara uygarlığın güzel sanatlarını öğrettikten sonra ateşin sırrını çalıp insanlara sunarak Olimpos Tanrılarına meydan okuyan Prometheus’un hikayesini anlatır. Prometheus, bu eyleminin bedelini ağır bir şekilde ödemiştir. Prometheus efsanesi doğanın güçlerini kontrol etmek isteyen insanlara bir uyarı niteliğindedir. Bu uyarı için de ateşin seçilmesi anlamlıdır.
Ateş Nedir?
“Ateşi kim buldu?” sorusunun cevabı için ilk olarak ateşin ne olduğunu anlamamız gerekiyor. Ateş için üç ana bileşenin bir araya gelmesi gereklidir. Bunlardan herhangi birinin bulunmadığı durumda ateş olmaz. Öncelikle yanacak bir yakıtın olması gerekir. İkincisi, oksijenin mevcut olması gerekir; sonuçta yanma, esasen ısı ve ışık veren bir oksidasyon sürecidir. Üçüncüsü ise ateşin başlamasını sağlayacak bir ısı veya tutuşma kaynağının bulunması gerekir.
Çorak bir Dünya’da ateş beklemeyiz. Ateş için yakıt kaynağı sağlayabilecek bitki yaşamı olmalıdır. Ancak dünya tarihinin yaklaşık ilk bir milyar yılı boyunca ortada ne yanacak bir şey ne de yakacak oksijen vardı. Bunun sonucunda da ortada ateş de yoktu.
Fotosentetik bakterilerin evrilmesi ve çok sonraları ilk ormanların ortaya çıkmasıyla ateş için gerekli koşullar sağlandı. Ateşe ilişkin en eski kanıtlarımızdan bazıları, 440 milyon yıl öncesine, Dünya ikliminin istikrara kavuştuğu ve bitki ve hayvanların karaya çıkmaya başladığı döneme aittir.
Bu noktadan itibaren yangınlar, çevre koşullarına bağlı olarak tekrarlayan bir olgu haline geldi. Dünya tarihinde atmosferdeki oksijen seviyelerinin bugüne göre daha yüksek olduğu dönemlerin de olduğunu biliyoruz. Bu zamanlarda yangınlar daha sık olurdu. Bu dönemlerden biri, dinozorların Dünya’ya hükmettiği ve çiçekli bitkilerin ilk ortaya çıktığı Kretase’nin sonraki aşamalarında meydana geldi.
Araştırmalar bazı çam ağaçları, okaliptüsler gibi ateşe uyum sağlayan veya üremek için ateşe ihtiyaç duyan birçok bitkinin ilk kez bu dönemde ortaya çıktığını öne sürüyor. Bilgisayar modellemesi, savanların düzenli ateşe ihtiyacı olduğunu, aksi takdirde bitki örtüsünün çalılıklara ve ormana dönüşebileceğini gösteriyor. Yani aslında doğa, ateşe uyum sağlayacak biçimde evrilmiştir.
İlk Ateşi Kim Buldu?
Geçmişe baktığımızda atalarımızın ateşi kontrol etmeye tam olarak ne zaman başladıklarını kesin olarak belirlemek zordur. Yanmış kemiklerin ve taşların veya kömürleşmiş toprak alanlarının varlığı, ilk insanların ateşi kullandıklarını kanıtlamak için yeterli değildir. Bu ateşin bir yıldırım düşmesi ya da yerel volkan patlaması sonucu ortaya çıkan bir yangından kalıp kalmadığını belirlemek zordur.
Ancak bir ocağın arkeolojik kalıntıları; ateşi kontrol etme, yemek pişirme ve belki de sosyal bir bağ kurma anlamlarına gelecektir. Arkeolojik anlamda ateşi işaret eden en erken tarih muhtemelen bir milyon yıl önce Güney Afrika’daki Wonderwerk Mağarası’na uzanmaktadır.
Bununla birlikte, ateşin alışılagelmiş kullanımına dair açık kanıtlar, İsrail’deki 400.000 ila 300.000 yıl öncesine ait mağaralardan geliyor. Qesem Mağarası’nda tek bir ocağın tekrar tekrar kullanılmasını ve etin kızartıldığını gösteren işaretler yer alıyor. Bir sonraki aşama ateş yakma yeteneğini kazanmaktı.
Popüler kültür, “ateşi kim buldu?” sorusuna cevap olarak iki taşı birbirine vuran bir mağara adamı imajını aklımıza getirir. Taşların çarpışmasının ardından ortaya kıvılcımlar çıkar ve devamında da Evreka anı gelir. Ancak atalarımızın ateşi ilk kullanımı bir kontrol veya icat meselesi değildi. Daha çok fırsatçılıktı. Yani halihazırda var olan bir ateş kaynağından faydalanmaktı.
İnsanlık tarihinde ateşe hükmetmek kilit önem taşıyan bir olaydı ama atalarımızın bunu yapması için önce ateş korkularını yenmeleri gerekliydi. Otla beslenen hayvanların, yeni yangın geçirmiş alanlarda yeşeren besleyici, taze otları yemeye bayıldıklarını fark etmiş olsalar gerek. Henüz yanmış alanlarda keşfe çıktıklarında buldukları kavrulmuş hayvanları yediklerinde de muhtemelen daha lezzetli bulmuşlardı.
İlk insanlar güvende olmak için ağaç tepelerinde yatardı. Oysa torunları artık ateş sayesinde açık savanlarda uyuyordu. Ateş geceleri sadece ışık ve sıcaklık sağlamak için değil, yırtıcı hayvanları korkutmak için de faydalıydı. Duman da böcekleri uzak tutmada etkili idi. Kısacası ateş dünyamızı daha güvenli bir yere dönüştürdü.
Ateşin Keşfi İnsanlık Tarihini Nasıl Değiştirdi?
Tarihi konusunda kesin bir uzlaşı olmasa da, İnsanların ateşi düzenli bir şekilde kullanmaya başladığı dönem 7.000 yıl önce civarında başladı. Bu süreçten sonrası hızlı bir dönüşümdü. En başta, ateşi kontrol etme becerisi, yemek pişirmenin gelişmesine olanak tanıdı. Bu da beslenme şeklimizi değiştirdi.
Çiğ eti çiğnemek ve sindirmek zordur. Buna karşılık pişmiş et (ve bitkiler) daha lezzetli ve hijyeniktir. Çünkü ateş, besini kimyasal olarak değiştirir, sindirimini kolaylaştırır. Pişmiş yemek yiyen insanlar daha sağlıklı olur. Ayrıca beslenme alışkanlıklarını genlerle bir sonraki kuşağa aktarabilecek kadar uzun yaşar. Böylece beynimiz büyüdü ve bizler daha sosyal, işbirlikçi, birbirinden daha iyi öğrenen bireyler haline geldik.
Ancak ateşe hakim olmanın tarih öncesi insanlara sağladığı tüm muhteşem değişiklikler arasında belki de en önemlisi ve arkeolojik olarak değerlendirilmesi en zor olanı, bunun yarattığı toplumsal etkidir. Ateş sayesinde insanlar nihayet karanlığı aşmayı başardılar. Kendilerine sıcaklık, ışık ve rahatlık sağlayan ocakların yakınında bir araya toplanarak geceye güvenle devam edebildiler.
Ritüeller gerçekleştirmek için ateşi kullandılar. Paleolitik çağın sonlarına doğru insanlar ateşin güçlü dönüştürücü niteliklerini keşfetmeye devam ettiler. Çömlek yapmayı, metali işlemeyi ateşe hakim olmaları sayesinde öğrendiler. İlerleyen süreçte, tarım arazisi açmak ve hatta savaşmak için ateşi kullanmaya başladılar.
Sonuç olarak
Hiç şüphe yok ki ateş; tarımın, metalurjinin, mimarinin ve diğer birçok endüstrinin gelişmesi için gerekliydi. Kısacası ateşin icadı insanlığı başka hiçbir türün gidemediği yerlere götürdü. Bugün biz insanlar ateşi kontrol etme yeteneğimizden emin görünüyoruz. Ancak kendimize aşırı güvenmemeliyiz. Ateşin son 420 milyon yıldır Dünya’nın hikayesinin bir parçası olduğu ve hepimiz gittikten sonra da uzun süre öyle olmaya devam edeceği gerçeğini göz önünde bulundurmamız iyi olur.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- When Did Humans Discover Fire? The Answer Depends on What You Mean By ‘Discover’. Yayınlanma tarihi: 1 Ocak 2018. Kaynak site: Times. Bağlantı: When Did Humans Discover Fire? The Answer Depends on What You Mean By ‘Discover’
- Human Ancestors Tamed Fire Earlier Than Thought. Yayınlanma tarihi: 2 Ekim 2023. Kaynak site: History. Bağlantı: Human Ancestors Tamed Fire Earlier Than Thought
- Gowlett, J.. (2016). The discovery of fire by humans: A long and convoluted process. Philosophical Transactions of The Royal Society B Biological Sciences. 371. 10.1098/rstb.2015.0164.
- How did prehistoric humans discover fire making? Yayınlanma tarihi: 30 Mayıs 2024. Kaynak site: ZME Science. Bağlantı: How did prehistoric humans discover fire making?
- Karkanas, Panagiotis et al. “Evidence for habitual use of fire at the end of the Lower. Paleolithic: site-formation processes at Qesem Cave, Israel.” Journal of human evolution 53 2 (2007): 197-212 .
Matematiksel