Matematik Öğrenelim

Asal Sayılar Şifrelemede Neden Kullanılır? Onlara Güvenmeye Devam Edebilir miyiz?

Asal sayılar yalnızca kendisine ve bire bölünebilen sayılardan daha fazlasıdır. Bu sayılar, Öklid’in sonu olmadığını kanıtladığından beri matematikçilerin sırlarını açığa çıkarmaya çalıştıkları matematiksel bir gizemdir. Asal sayılar aynı zamanda, şifrelemenin de temelini oluşturur.

Asal Sayılar Şifrelemede Neden ve Nasıl Kullanılır?
Sonsuz sayıda asal sayı vardır, ancak bildiğimiz en büyüğü M82589933 adını taşır ve 24 milyondan fazla rakam içerir. Ayrıca asal sayılar her şeyden öte şifreleme algoritmalarının en önemli bileşenidir.

Aralık 2017’de, bilinen en büyük asal sayı, elektrik mühendisi Jonathan Pace tarafından keşfedildi. Devamında bu devasa sayının keşfi tüm dünyada manşetlere taşındı. Peki ama basit bir sayının keşfi neden bu kadar önemliydi? Cevap güvenliğimiz ile ilgili. Çünkü asal sayılar olmadan bankacılık bilgileriniz, online alışverişleriniz tehlikeye girebilir.

Asal Sayılar Şifrelemede Neden ve Nasıl Kullanılır?
Bir bilgisayar için her biri 100 basamak uzunluğundaki iki asal sayıyı çarpmak o kadar da zor değil, ancak sonuca çarpanlarına ayırmak süper bilgisayarlar için bile oldukça zor olacaktır. Asal sayılar şifrelemedeki gücünü buradan alır.

Asal Sayılar ve Şifreleme

Günümüzde internetle iletişime girdiğimiz hemen her noktada asal sayılar yardımı ile geliştirilen şifreleme yöntemlerinin bize sağladığı güvenlik sayesinde içimiz rahat bir biçimde işlemlerimize devam ediyoruz. Bunun nedeni asal çarpanlara ayırma ile ilgilidir.

İki sayıyı çarpmak, çok büyük olsa bile, belki sıkıcı ama basit bir iştir. Öte yandan asal çarpanlara ayırmak son derece zordur ve en çok bilinen RSA algoritmasının faydalandığı şey de tam olarak budur. Algoritma için gereken ilk bileşen iki büyük asal sayıdır. Sayılar ne kadar büyük olursa şifreleme o kadar güvenli olur. 

RSA (Rivest-Shamir-Adleman) algoritması, genel anahtarlı kriptografinin temel taşlarından biridir. Bu algoritma, iletişim güvenliği sağlamak için kullanılmaktadır. Özellikle şifreleme, dijital imza ve anahtar değişimi gibi çeşitli güvenlik uygulamalarında önemli bir rol oynar. Bu, geniş çapta benimsenen ve bugün hâlâ kullanılmakta olan ilk asimetrik şifreleme algoritmasıydı.

RSA algoritması, en popüler ve güvenli açık anahtar şifreleme yöntemlerinden biridir. Algoritma, çok büyük (100-200 basamaklı) sayıları asal çarpanlarına ayırmanın etkili bir yolu olmadığı gerçeğinden yararlanır.

Bir bilgisayarın iki büyük asal sayıyı çarpması kolaydır (Google bunu hiç zorlanmadan yapacaktır). Ancak diyelim ki iki büyük asal sayıyı çarparak bir sonuç elde ettiniz. Bu yeni sayıyı bir bilgisayara verirseniz ve ondan onu oluşturmak için hangi asal sayıları çarptığınızı söylemesini isterseniz bu bilgisayarlar için bile kolay iş değildir. 194477’yi elde etmek için hangi iki asal sayıyı çarptım? Bir bilgisayar bu soruya cevap verecektir. Ancak kullandığımız asal sayılar çok daha büyükse bu mümkün olmayacaktır.

Mevcut çevrimiçi güvenlik, birbiriyle çarpıldığında üçüncü bir sayıyı oluşturan iki sayıyı bulma problemine indirgenir. Bu üçüncü sayıyı gizli bilgilerin kilidini açan bir anahtar olarak düşünebilirsiniz. Bu sayı büyüdükçe sıradan bir bilgisayarın sorunu çözmesi için gereken süre bizim ömrümüzden daha uzun olacaktır. Ancak geleceğin kuantum bilgisayarları bu kodları çok daha hızlı kırabilecektir

Kuantum Bilgisayarlardan Sonra Şifreleme İçin Asal Sayılara Güvenecek miyiz?

Bu sabah bir fincan kahve satın almak için kullandığınız kartınızın, aynı zamanda dünyanın öbür ucundaki bir bilgisayar korsanının banka hesabınıza erişmesine ve istediği her şeyi satın almasına izin verdiğini hayal edin. Üstelik bunun yalnız tek bir sefer, belki de sizden kaynaklanan bir hata kaynaklı olmadığını, elektronik verilerimizi koruyan şifreleme sistemlerinin artık işe yaramadığını düşünün.

Muhtemelen böyle bir dünyada kartınızı bir daha kullanmak istemezdiniz. Ancak neredeyse tüm verilerimizin dijital olarak saklandığı bir dünyada bu yeterli olur mu? Bu bir bilim kurgu senaryosu değil. Yeterince güçlü kuantum bilgisayarlar devreye girdiğinde bu cümlelerin hepsinin gerçek olması olasıdır.

kuantum üstünlüğü
Bu temsili görsel Google’ın kuantum bilgisayarının şu anda nasıl göründüğünü göstermektedir. Her ne kadar kübitler klasik bilgisayarlara göre bazı hesaplama avantajları sunsa da, temelde bir kuantum bilgisayarda simüle edilebilecek ve klasik bir bilgisayarda da simüle edilemeyecek hiçbir şey yoktur. Kuantum hesaplamanın amacı, kullanışlı ve pratik bir problem için kuantum üstünlüğüne ulaşmaktır.

Bu cihazlar, sıradan bilgisayarların çözmesi bir ömürden daha uzun sürecek sırları çözmek için kuantum dünyasının tuhaf özelliklerini kullanacak. Bunun ne zaman olacağını bilmiyoruz. Ancak birçok kişi ve kuruluş halihazırda bu durumdan endişe duymaya başlamış durumda. Kuantum bilgisayarların ortaya çıkışı yaklaştıkça, kriptograflar verileri varsayımsal saldırılara karşı korumak şifrelemede asal sayılardan daha fazlasını bulmak zorundalar.

Daha Çok Matematik Daha Fazla Güvenlik

Şubat ayında Apple, kuantum sonrası gelecekteki verileri korumak amacıyla iMessage platformunun güvenlik sistemini güncelledi. Yakın zamanda da Çin’deki bilim insanları, Origin Wukong kuantum bilgisayarını kuantum saldırılarından korumak için yeni bir “şifreleme kalkanı” kurduklarını duyurdu.

Kafes tabanlı algoritma, kriptografide yaygın olarak kullanılan “Structured Lattices” isimli bir matematik problemi ailesi ile ilişkilidir.

Aynı sıralarda kriptograf Yilei Chen, kuantum bilgisayarlarının kafes tabanlı algoritma sınıfına saldırmasının bir yolunu bulduğunu duyurdu. Bu da tüm güvenlik önlemlerinin boşa olabileceğini ortaya çıkardı.

Kafes tabanlı yöntemler Apple’ın yeni iMessage güvenliğinin bir parçasıdır. Kuantum bilgisayarların kafes tabanlı algoritmaları kırmasının çok zor olduğu düşünülüyordu. Çünkü bu algoritma matematikte henüz çözülememiş bazı problemler ile ilişkiliydi. Ancak son gelişmeler bu konuda bir çok şifre uzmanının bir kere daha düşünmesine neden oldu. Sonucunda kuantum bilgisayarlardan en iyi şekilde yararlanmak ve aynı zamanda onlara karşı kendimizi korumak için daha çok matematik gerekecek gibi gözüküyor.


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Deniz Karagöz

Hukuk eğitimi almış olmama rağmen matematik her zaman ilgimi çeken bir bilim olmuştur. Matematiksel.org bana bu ilgimi üretkenliğe çevirme şansı veren kaliteli bir ortam. Bu yüzden gerek çevirilerim gerekse yazılarımla katkıda bulunabilmek benim için oldukça anlamlı. Aynı zamanda buradan beslenerek öğrenmeye de devam ediyorum. İyi okumalar

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir