James Matthew Barrie’nin (1860-1937) 1902’de kaleme aldığı Peter Pan kitabını bir çok kişi hatırlayacaktır. Neverland isimli bir ülkede yaşayan Peter Pan uçabilen, bazen başka çocukları da yanına alarak gerçeklikle hayali bir dünya arasında gidip gelen ve asla büyümeyen bir çocuktu. Çünkü büyümek, macera kaybı ve sorumluluk yükü anlamına geliyordu.
Sonsuza dek çocuk olarak yaşamak isteyen eserin kahramanı Peter Pan, günümüzde sadece edebiyat dünyasında bilinmiyor. Peter Pan Sendromu artık yetişkinliğin getirdiği sorumlulukları kabul etmekte zorlanan kişileri tanımlamak için de kullanılıyor.
Büyüdükçe içindeki çocuğu korumak güzel bir şey olsa da, çocuk kalmakta ısrar etmek başka bir şeydir. Bir yetişkinin bedenine sahip olan ancak bir çocuğun davranışlarını sürdüren kişiler, çoğu durumda sevimli olmadıkları gibi, hem yakın hem de uzak çevreleri için birer sorun odağı haline de gelebilirler.
Peter Pan Sendromu Nedir?
Büyümeyi reddeden öykü ve film kahramanı Peter Pan’dan hareketle 1980’li yıllarda psikolog Dan Kiley tarafından tanımlanan “Peter Pan Sendromu” aslında ne bir psikolojik bozukluk, ne de bir hastalıktır. Bu terim, yaklaşan yetişkinliklerini kabul etmek istemeyen genç erkekleri tanımlamak için kullanılmaktadır.
Ergen olmanın ne anlama geldiği kavramı, zamanla ve kültürler arasında değişen oldukça akışkan bir kavramdır. Birçok kişi, bir kişinin evlenmesi, çocuk sahibi olması veya ev satın alması gibi belirli dönüm noktalarına ulaşmasıyla ergenlikten yetişkinliğe geçişin tamamlandığını düşünür. Bu noktadan sonra da belli davranış modellerini sergilemesi beklenir.
Bu beklentiler zaman içinde değişime uğrasa da özellikle de batı toplumlarında duygusal bakımdan olgunlaşamayan, bir türlü büyüyemeyen, yetişkinlere özgü sorumlulukları alamayan, 40’lı yaşlarına gelirken, hatta geçtikten sonra bile çocuk gibi giyinmek ve görünmekte ısrar eden kişileri tanımlamak için bu ifade kullanılır.
Peter Pan Sendromu, yetişkinlikle birlikte gelen mali bağımsızlık ve öz güven gibi taahhütlerden kaçınmak istemekle ilgilidir. Kişi, ergenlik ve yetişkinlik dönemine doğru olgunlaştıkça akran grubundan kopuk hissetmeye başlar. Yalnızlık ve hoşnutsuzluk yaşar. Tipik özellikleri irade zayıflığı, sözünde duramama, görünüşüne aşırı dikkat etmedir.
Ekonomik açıdan sorumluluk sahibi olmakta zorlanır. Sorumluluğun olmadığı sadece eğlencenin var olduğu bir hayat beklentisi içindedir. Sık sık iş ve hobi değiştirir ama hiçbirinden tatmin olmaz. Bu tip bir erkek baba olduğunda bile ebeveyn rolüne girmekte zorlanır.
Bu sendrom belirtilerini gösteren kişi genellikle kariyerinde başarısızlık yaşar. Ayrıca uzun süreli ilişkiler kuramamaları ve sürekli sevgili ya da eş değiştirmeleri de karakteristik özellikleridir. Bunun arka planında da bağlılık ve sorumluluktan kaçma gibi dürtüler yer alır.
Peter Pan sendromunun ardındaki psikolojiyi konu alan kitlesel pazara yönelik kitaplar olsa da, sosyal bilimler literatüründe kesin tanımlar ve teşhis araçları eksiktir. Bu nedenle psikologlar sendromu tanımasalar bile kesin nedenlerini henüz bilmemektedir
Wendy Sendromu Nedir?
Sosyal bilimciler büyümeyen erkekler hakkında kavramsallaştırma yaparken, aynı zamanda bir partnerde bağımlılık arayan kadınları da düşündüler. Sonucunda Peter Pan’›n var olmayı sürdürebilmesi için, kendisinin yapmadığı şeyleri onun için yapacak bir Wendy’e gereksinimi vardır.
1983’te “Peter Pan Sendromu” nu tanımlayan psikolog Dan Kiley, “Wendy Sendromu” terimini de literatüre kazandırmıştı. Aynı zamanda Cinderella sendromu, Cinderella kompleksi gibi isimlerle de bilinen bu durum duygusal ve fiziksel güvenlikleri ve emniyetleri için doğuştan itibaren başkalarına, özellikle de erkeklere bağımlı olmaya koşullanmış kadınları tanımlamak için kullanılmaktadır.
Peter Pan erkeklerinin kaçındıkları tutum, sorumluluk ve davranışları, Wendy kadınlar ele alıyor. Bu kadınlar, sorumluluk almayı reddeden Peter Pan erkeğe karşı anaç bir tutum sergileme eğiliminde oluyor. Zamanla da hayatındaki kişi için vazgeçilmez olduğunu düşünme eğilimi gösteriyorlar. Çok fazla sorumluluk alıyorlar ve bu sorumluluklar tükenmişlik hissini de beraberinde getirebiliyor. Bir süre sonra da bu kadının ilişkide koruyucu ”anne” rolüne girmiş olması kaçınılmaz oluyor.
Her iki bozukluğun da en büyük dezavantajının, bu duruma sahip olan kişinin sorunun bir parçasıymış gibi hissetmemesi, farkında olmamasıdır. Durum böyle olunca da bu sendromlar kişilerin veya partnerlerinin hayat kalitelerini düşürür ve sosyal ilişkileri zorlar. Sendromsuz günler geçirmeniz dileğimizle.
Kaynaklar ve İleri okumalar:
- Demir, Melek & Kaya, Leyla & Turan, Merve & Vural Batik, Meryem. (2021). Cinderella Syndrome “Women with Fear of Independence”: Developing a Scale. International Journal of Psychology and Educational Studies. 8.
- Peter Pan Syndrome: When People Just Can’t Grow Up; https://www.healthline.com
- Peter Pan Syndrome. When You Don’t Want To Grow Up; yayınlanma tarihi: 8 Haziran 2022; Bağlantı: https://www.betterhelp.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel