Hiçbir doğal maddenin insanın ona biçtiği değer dışında kendine ait bir değeri olmadığını bilsek de altının parlak sarı rengi binlerce yıldır insanları büyülüyor. Ancak parlak ve sarı renkli olan her şey altın anlamına gelmez. Altınla karıştırılan en yaygın mineral pirittir. Bu nedenle de Pirit minerali uzun yıllardır “aptal altını” adıyla bilinmektedir.
Batı Amerika’da altın keşfedildiğinde, binlerce insan kolay yoldan zengin olma hayaline kapılmıştı. Bunun sonucunda da günümüzde ilk olarak 1849 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinde, Sierra Nevada’nın dağlarında çılgın bir altın bulma yarışı başlayacaktı.
Bu deneyimsiz maden arayıcıları dere yataklarında altın ararken, bazıları altın buldu ve para kazandı. Ancak bazıları da parıldayan ama altın olmayan bir şey buldu. Onlar bunun farkında olmasa da buldukları şey sadece değersiz demir pirit minerali idi.
Tarihe göz attığımız zaman, pirit ile altının bir çok kez birbirine karıştığını ve bu nedenle gerçekten de kişinin aptal durumuna düştüğünü görmemiz mümkündür. Aslına bakarsanız ilk altına hücum çok daha önceleri yaşanmıştı.
Coğrafi keşifler döneminde 1576’da, Martin Frobisher’in yönetiminde üç gemi Londra’dan yola çıktı. Bu keşifler esnasında Martin Frobisher altın olduğunu düşündüğü kayalara rastladı ve ülkesine bu kayalardan çok miktarda getirdi. Ancak kısa süre sonra tüm bu çabanın boşa olduğu anlayacaktır. Çünkü bulduğu şey altın değil pirit mineraliydi.
Pirit Taşı Nedir?
Kimyasal Bileşimi FeS₂ biçiminde olan pirit gerçek altına çok benzeyen ve doğada yaygın olarak bulunan bir sülfit mineralidir. Pirit, adını “ateşten” veya “ateşin içinde” anlamına gelen Yunanca puritēs kelimesinden alır. Bunun nedeni, piritin çeliğe çarptığında kıvılcım çıkarabilmesidir. Bu özelliği nedeniyle de pirit, 16. ve 17. yüzyıllarda ilk ateşli silahların kullanıldığı zamanlarda bir ateşleme kaynağı olarak yaygın biçimde kullanılmıştır.
Pirit minerali doğada boldur ve hemen hemen her tür ortamda oluşur. Pirit, bir zamanlar kükürt ve sülfürik asit kaynağıydı. Ancak günümüzde kükürt, doğal gaz ve ham petrol işlemenin bir yan ürünü olarak elde ediliyor. Günümüzde pirit taşı genellikle şifalı taş adı altında aksesuar olarak satılsa da aslında kullanım alanı bundan çok daha fazlasıdır. ( Göz atmak isterseniz: Kristal Enerjisi Nedir? Kristallerin İyileştirme Güçleri Var mıdır?)
Pirit, yarı iletken özellikleri için uzun süredir araştırılmaktadır. Bunun sonucunda nanoteknoloji ve enerji dönüşümü gibi konularda önemli bir rol oynar. Bunun sebebi mineralin olağanüstü kimyasal ve fiziksel özellikleridir. Aynı şekilde, Dünya’nın hem kara hem de okyanuslarında büyük miktarlarda var olduğu için gelecekte de bu mineral önemli bir hammadde kaynağı olarak kalacaktır.
Pirit Minerali İle Altın Arasındaki Fark Nedir?
Pirit altından çok daha sert ve kırılgandır. Altının aksine, oksijene maruz kaldığında rengi koyu kahverengiye döner. Altın daha yumuşaktır ve kesilebilir. Pirit çok serttir ve çizilmez. Altının kokusu yoktur, oysa pirit genellikle kükürt veya çürük yumurta gibi kokar. Altına çekiçle vurursanız, kırılmadan düzleşir veya şekil değiştirir. Pirit taşı ise çekiçle vurulduğunda kıvılcım çıkarır.
Pirit mineralini altından ayıran bir diğer özellik ise genellikle çok düzgün bir geometriye sahip, köşeli bir yapıda olmasıdır. Bunun temel nedeni de kristal yapısıdır. Bu yapı genellikle kübik, oktahedral (Düzgün Sekiz Yüzlü) biçimindedir.
Pirit aslında gerçek altını bulmanın da iyi bir yoludur. Çünkü ikisi benzer koşullar altında birlikte oluşur. ( Detaylar için: Dünyada Altın Nasıl Oluştu? Tüm Altın Yıldızlardan mı Geliyor?)
Geçtiğimiz aylarda yapılan bir çalışma, bu aptal altınının o kadar da işe yaramaz olmadığını ortaya çıktı. Yeni araştırmalar, pirit taşının bazen çok küçük miktarlarda gerçek altın içerdiğini ortaya koyuyor. Ancak pirit içinde bulunan bu altın, standart mikroskoplarla bile gözlemlenemiyor. Bunun yerine karmaşık bilimsel araçlar gerekiyor.
Aptal Altını Kelimesini Hatalı Biçimde Kullandığımızı Gösteren Çalışma
Birçok mineral gibi, pirit de Dünya yüzeyinde serttir. Ancak aynı zamanda altın yataklarının oluştuğu Dünya’nın derinliklerinde oluşurken daha esnek biçimdedir. Dünya yüzeyinin altındaki kayaların içinde, bazen gerçek altın yataklarının yakınında bulunur. Mineral, yıllar içinde büyüyen ve kayanın içinde uzanan kristal bir yapıya sahiptir. Bir kristal içindeki atomlar, atomik kafes adı verilen karakteristik bir düzende düzenlenir. Ancak bir kayanın içinde pirit gibi bir mineral kristali büyüdüğünde, bu kafes deseni kusurlar geliştirir.
Kristaller her gerildiğinde ve büküldüğünde, yakındaki atomların bağlarını koparırlar. Bu bağlar yeniden yapıldığında bazen küçük kusurlar içerebilirler. Yeni araştırmaya göre, bu küçük kusurlar aslında altın parçacıkları içerecektir.
Bu altın, mikroskopla tespit edilemeyecek kadar küçük miktarlardadır. Bunun yerine, piritin kristal yapısında bulunan küçük miktarları analiz etmek için atom probu adı verilen bir alete ihtiyaç vardır. Bu altın elbette fiziksel olarak elde ettiğimiz altın kadar değerli değildir. Ancak araştırmacılara göre, doğru altyapılar ile karlıdır.
Ayrıca, bu yeni keşif, altın madenciliğini daha çevre dostu bir hale getirme potansiyeli de taşıyor. Araştırma ekibi şu anda, pirit kristallerinden altın parçacıklarını süzmek için bir süreç geliştirme aşamasında. Ancak hemen altın bollaşacak diye sevinmeyelim. Pirit çok yaygın bir mineral olsa da, yalnızca doğru jeolojik ortamda kristalize olan piritler önemli miktarda altını barındıracaktır.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Fool’s gold not completely worthless. There’s real gold inside. Yayınlanma tarihi: 29 Haziran 2021; Bağlantı: https://www.livescience.com/pyrite-real-gold.html
- Not so foolish after all: ‘fool’s gold’ contains a newly discovered type of real gold; Yayınlanma tarihi: 27 Haziran 2021.; Bağlantı: https://theconversation.com/
- Joke’s on us: Fool’s gold may have contained the real thing all along; Yayınlanma tarihi: 29 Haziran 2021; Bağlantı: https://www.sciencefocus.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel