Matematik Öğrenelim

Antik Çağlardan Günümüze Miras 5 Matematik Formülü

Antik uygarlıkların bilgi birikimi, yalnızca geçmişteki problemlere çözüm üretmekle kalmamış, aynı zamanda modern dünyanın temellerini de atmıştır. Bu tarihi yolculukta, matematiğin insanların yaşamlarını nasıl şekillendirdiğini ve bilimsel ilerlemeye nasıl yön verdiğini birlikte görelim.

Günümüzde matematik, öğrenciler için genellikle zorlu bir ders olarak görülse de, modern bilim ve teknolojinin vazgeçilmez bir temel taşıdır. Ancak, binlerce yıl önce matematik, yalnızca teorik bir uğraş değil, insanların günlük yaşamlarında karşılaştıkları pratik sorunları çözmek ve evrenin işleyişini anlamak için kullandıkları bir araçtı.

Bugün bildiğimiz birçok matematiksel kavram ve formül, antik uygarlıkların olağanüstü zekası ve yaratıcılığı sayesinde gelişmiştir. Einstein’ın ünlü denklemleri ya da Newton’un hareket yasaları nasıl bilim tarihinde dönüm noktalarıysa, antik matematikçilerin geliştirdiği yöntemler de kendi zamanları için birer devrim niteliğindeydi.

Kesik Piramidin Hacmi

Antik Mısır piramitleri, sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda matematiksel zekanın da en çarpıcı örneklerinden biridir. Yaklaşık 4.600 yıl önce inşa edilen Giza Piramidi, Antik Mısırlıların ileri düzeyde matematik bilgisine sahip olduğunu açıkça göstermektedir. Bu uygarlık, bir piramidin hacmini hesaplamak için etkili bir formül geliştirmiş ve bunu inşaatlarında ustalıkla kullanmıştır.

Mısırlılar, piramidin taban alanını ve yüksekliğini kullanarak hacmi hesaplayan bir formül geliştirmişlerdi. Bu formül, basit olmasına rağmen son derece etkiliydi. Doğruluğunu test etmek için, piramit ve prizma şeklindeki modeller üzerinde çalıştılar. Aynı taban alanına ve yüksekliğe sahip bir prizmanın, piramidin hacminin tam üç katı olduğunu fark ettiler. Bu yöntem, matematiksel düşüncenin o dönemde ne kadar ileri olduğunu gözler önüne seriyor.

Daha karmaşık bir sorun ise kesik piramitlerin (frustum) hacmini hesaplamaktı. Bu şekillerde, üst kısmın kesik olması nedeniyle hem alt hem de üst tabanın alanlarının hesaba katılması gerekiyordu. Antik Mısırlılar, bu zorlu problemi çözmek için Moskova Papirüsü’nde (M.Ö. 1850 civarı) bir formül geliştirdiler.

Moskova papirüsünde yirmi beş problem vardır. Problemler çoğunlukla pratiktir. Bu papirüs şu anda Moskova Güzel Sanatlar Müzesi’nde bulunuyor.

Bu başarı, tarihçiler tarafından “antik geometrinin şaheseri” olarak kabul edilmektedir. Tarihçi David Burton, Mısırlıların bu formülü sadece matematiksel bir zafer olarak değil, aynı zamanda piramitlerin inşasında gerekli malzeme miktarını hesaplamak için pratik bir araç olarak kullandığını belirtmiştir.

Pisagor Teoremi

pisagot teoremi
Bu teorem, geometride temel bir ilişkiyi açıklar. Bir dik üçgende, hipotenüsün (dik açının karşısındaki kenar) karesi, diğer iki kenarın karelerinin toplamına eşittir.

Geometride herkesin hatırladığı en temel kavramlardan biri, büyük olasılıkla Pisagor Teoremidir. Bu teorem, bir dik üçgende hipotenüsün karesinin, diğer iki kenarın karelerinin toplamına eşit olduğunu ifade eder. Ancak, bu teoremin yalnızca Pisagor ile sınırlı olmadığını ve kökenlerinin Yunanistan’dan çok daha eskilere dayandığını öğrenmek oldukça şaşırtıcıdır.

Antik Babil, Pisagor Teoremi’nin ilk izlerini taşıyan bir uygarlıktır. Özellikle, M.Ö. 1800’lere tarihlenen Plimpton 322 tableti, bu teoremin pratik uygulamalarını ve teorik temellerini ortaya koyar. Bu tablet, Pisagor üçlüleri (teoremi sağlayan üç tam sayı) listesini içerir. Babil matematikçileri, bu üçlüleri yalnızca soyut matematiksel bir teori olarak değil, aynı zamanda arazi ölçümünde son derece pratik bir araç olarak kullanmıştır.

Modern araştırmalar, Plimpton 322’deki bilgilerden yola çıkarak Mezopotamyalı arazi ölçümcülerinin, doğru açıları oluşturmak ve alan hesaplamaları yapmak için bu yöntemi kullandığını göstermiştir. Antik dünyada Pisagor Teoremi, sadece matematiğin gelişmesine katkıda bulunmadı. Aynı zamanda tarım arazilerinin sınırlarının belirlenmesi, binaların temel geometrisinin hesaplanması ve sulama sistemlerinin düzenlenmesi gibi birçok alanda uygulama bulmuştur.

İkinci Derece Denklemler

İkinci dereceden denklemler, bugün birçok öğrenci için matematiğin zorlu bir alanını temsil eder. Oysa ki antik Babil matematikçileri bu denklemleri çözmede son derece başarılıydı. Modern öğrenciler, ikinci dereceden denklemleri genellikle soyut ve karmaşık bulurken, Babilliler bu denklemleri çok daha somut terimlerle ele aldılar.

Harflerle çalışmak yerine, problemleri “uzunluk,” “genişlik” ve “alan” gibi fiziksel kavramlarla ifade ettiler. Bu pratik yaklaşım, hem günlük yaşamın ihtiyaçlarına çözüm üretmek hem de sayılar arasındaki soyut ilişkileri anlamak için etkili bir yöntem sundu.

tam-kareye-tamamlama.j
İkinci derece denklemler bu hesaplamanın yeniden düzenlenmesinin bir sonucudur.

Babil matematikçilerinin ikinci dereceden denklemleri çözme biçimi, bugünkü cebirsel formüllerin temelini oluşturan bir mirastır. Bu yöntemler, tarımdan inşaat projelerine kadar pek çok pratik alanda uygulandı. Aynı zamanda da matematiğin soyut yapısının keşfedilmesine de olanak tanıdı.

Thales Teoremi

Geometri denildiğinde, antik Yunanlılar çok önemli bir yere sahiptir. Bu bağlamda, Thales Teoremi, matematik tarihindeki bir dönüm noktasıdır. Teorem, bir çemberin çapını kullanarak oluşturulan üçgenin her zaman bir dik açıya sahip olduğunu söyler.

Thales adı günümüzde geometrinin temellerini atan kişi olarak da anılmaktadır. Ortaya koyduğu geometrik teoremlerinin tümü basit düzeydedir. Ancak bu basitlik ondan sonra gelen matematikçilerin önünü açmıştır.  Yukarıda gördüğünüz temel geometri bilgilerinin hepsi Milet’li Thales tarafından ortaya konmuştur.

Bu teorem bugün bize basit görünebilir, ancak M.Ö. 6. yüzyılda Thales ve çağdaşları, matematiği sıfırdan inşa ediyorlardı. Babil’de öğrendiği fikirleri geliştiren Thales, bu teoremi mantıksal bir ispatla sunarak matematiği soyut bir disiplinden, kanıtlanabilir bir bilim haline dönüştürdü.

Thales, bu yaklaşımıyla “ilk gerçek matematikçi” unvanını hak eder. Onun çalışmaları, geometriyi yalnızca pratik bir araç olmaktan çıkarıp, sistematik bir mantık temeline oturttu.

Arşimet’in Sığır Problemi

Antik dünyanın en büyük matematikçilerinden biri olan Arşimet, geometri ve mekanik alanlarında devrim yaratırken, aynı zamanda matematiğin eğlenceli ve yaratıcı yönlerini keşfetmesiyle de tanınır. Bu özelliklerinin en çarpıcı örneklerinden biri, onun ünlü Sığır Problemidir.

Arşimet, bu problemi Homeros’un Odysseia adlı eserindeki şu dizeden esinlenerek tasarladı. “Güneşin çok sayıda öküz ve koyunu beslediği Thrinacia Adası’na ulaşacaksınız.” Bu mitolojik hikaye, Arşimet’e bir matematiksel bulmaca yaratma fikrini verdi.

Bu problem, bugün “Pell Denklemi” olarak bilinen özel bir ikinci derece denkleme dayanıyordu. Ancak, Arşimet’in dönemindeki matematiksel yöntemler, bu tür bir denklemi tam olarak çözmeye olanak tanımıyordu. Formüle etmek mümkün olsa da sonuca ulaşmak imkânsızdı. Bu problem, yüzyıllar boyunca matematikçiler için bir meydan okuma olarak kaldı.

Nihayet, 1965 yılında, modern bilgisayar teknolojisinin yardımıyla çözüm bulundu. Cevap 206.545 basamaklı bir sayıydı. Bu sayı, matematik dünyasında bir dönüm noktası olarak kabul edildi.

Antik Matematiğin Mirası

Antik matematikçiler, yalnızca inşaat, ölçüm veya ticaret gibi pratik ihtiyaçları karşılamakla kalmadılar. Aynı zamanda evrenin derinliklerini anlamak ve soyut düşüncenin sınırlarını keşfetmek için de çalıştılar. Bugün modern dünyada kullandığımız pek çok matematiksel yöntem ve kavram, onların attığı temeller üzerine inşa edildi.

Antik Mısırlıların geometri bilgisi, Babillilerin cebirsel zekası ve Yunanlıların mantıksal ispat yöntemleri, modern bilim ve teknolojinin yapı taşlarını oluşturdu. Onların mirası, bugün bile bilimin ve teknolojinin ilerlemesine ışık tutmaya devam ediyor.


Kaynaklar ve ileri okumalar

5 Mathematical Formulas from Ancient Times. Kaynak site: Dşscover Magazine. Yayınlanma tarihi: 3 Aralık 2024. Bağlantı: 5 Mathematical Formulas from Ancient Times


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir