Tıp ve Sağlık

Antibiyotiklere Dirençli 5 Süper Bakteri İle Tanışalım

Antibiyotikler 20. yüzyılın mucize ilaçları olarak isimlendirilir. Seri üretimi yapılan ilk antibiyotik olan penisilin, II. Dünya Savaşı sırasında pek çok askerin hayatını kurtardı. 1940’lardan beri araştırmacılar, orta kulak enfeksiyonundan egzotik tropik hastalıklara kadar her şeyi tedavi etmek için yeni ve daha güçlü antibiyotikler keşfetti.

Ancak artık süreç değişti. Alexander Fleming’in penisilini bulmasının üzerinden uzun zaman geçti. O günden bugüne hemen hemen bütün bakteriler mutasyona uğradı. Bu değişikliklerin büyük kısmı bakterilere antibiyotik direnci kazandırdı. Her yıl yaklaşık bir milyon insan, yaygın antibiyotiklerle tedavi edilemeyen bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle hayatını kaybediyor.

antibiyotik direnci

Antibiyotik Direnci Nedir ve Nasıl Oluşur?

Aslında çözüm aradığımız büyük sorunların çoğunu kendi kendimize yarattık. Antibiyotiklerin nezle ve grip gibi viral enfeksiyonları değil, sadece bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için geliştirilmişti. Ancak bu antibiyotiklerin yerli yersiz bilinçsizce kullanımı bakterilerin antibiyotik direnci kazanmasına neden oldu. Üstelik bu antibiyotikleri sadece hastalanıp doktora gittiğimiz zaman almıyoruz. Besin kaynaklarımız ve tükettiğimiz çiftlik hayvanları yoluyla da antibiyotik yükleniyoruz.

Antibiyotikler, mikroorganizmaların büyümesini öldüren veya durduran ilaçlardır. Ancak antibiyotikleri gelişigüzel kullanmaya devam ettiğinizde, bakteriler onları öldürmeyi amaçlayan ilaçlarla savaşma yeteneğini geliştirecektir. 

Antibiyotik direnci nedir ve neden oluşur
Antibiyotiğe direnç, bakterilerin antibiyotiğin etkilerini yok etmek veya önlemek için bir veya birkaç geni ele geçirmesiyle gerçekleşir. Bunu, bir geni mutasyona uğratarak veya bu geni başka bir mikroptan edinerek yaparlar. Sonrasında, antibiyotikler, bizi hastalıklardan koruyanlar da dahil bütün bakterileri yok eder.

Zamanla bakteriler ilaca karşı daha güçlü ve daha dirençli olacaktır. Geleneksel antibiyotik tedavisine bağışık olan bu tür bakterilere de günümüzde süper mikroplar ya da süper bakteriler diyoruz. Antibiyotik direnci, bizi basit kesiklerin ve sıyrıkların bile ölümcül olabileceği bir çağa geri götürme riski taşıyor. Son beş yılın en korkunç antibiyotiğe dirençli beş süper bakteriye göz atalım.

1. Salmonella typhi

Bu son derece bulaşıcı bakteri, her yıl dünya çapında yaklaşık 21 milyon insanı etkileyen hayatı tehdit eden bir enfeksiyon olan tifo ateşine neden olur. Etkilenenlerin yaklaşık %1’i hayatını kaybeder. Kasım 2016’da Pakistan’da bir Salmonella typhi türü ortaya çıktı. Bu bakteri bilinen bir çok antibiyotiğe karşı dirençliydi ve onu tedavi edebilen sadece bir oral antibiyotik (azitromisin) vardı. 

Zaman içinde Salmonella typhi daha da dirençli hale geldi. Bunu, ihtiyaç duyduğu tüm yeni direnç genlerini zaten içeren, plazmit adı verilen bir DNA parçası elde ederek başardı. Daha da endişe verici olan, bu suşun, onu öldürecek son iki antibiyotik sınıfı için direnç genlerine sahip başka bir plazmit bularak mevcut tüm antibiyotiklerle tedavi edilemez olmaktan sadece bir adım uzakta olmasıdır.

2. Mycobacterium tuberculosis

Mycobacterium tuberculosis, verem hastalığına yol açan bakteridir. Bu bakteri her yıl 1,7 milyondan fazla ölüme neden olan dünyanın önde gelen bulaşıcı katilidir. Bu bakterinin bu kadar ölümcül olmasının sebeplerinden biri, hücrelerimizin içine saklanabilme yeteneğidir. Bu, tüberküloz enfeksiyonunu tedavi etmek için insanların altı ay boyunca sürekli olarak dört farklı antibiyotik almaları gerekmektedir.

Ancak giderek artan sayıda tüberküloz vakasının ilaca dirençli olduğu bilinmektedir. Bu da bu kişilerin daha fazla ilaç tedavisine maruz kalmalarına ve devamında başka komplikasyonlar geliştirmelerine neden olmaktadır. 

 3-Klebsiella pneumoniae

Klebsiella pneumoniae deride, bağırsaklarda ve toprakta yaygın olarak bulunan bir bakteridir. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde bir dizi potansiyel olarak ölümcül enfeksiyona neden olur. Bu bakteri özellikle hastanelerde yaygın olduğundan, halk sağlığına yönelik ilaca dirençli en kritik tehditlerden biridir.

2016’da Amerika Birleşik Devletleri’nde yaygın olarak bulunan 26 antibiyotiğe dirençli bir Klebsiella pneumoniae türü tanımlanmıştır. Bu bakteri ile enfekte olan hastalar, alternatif tedavilerin olmaması nedeniyle ölmüştür.

4-Pseudomonas aeruginosa 

Pseudomonas aeruginosa da bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde enfeksiyonlara neden olan yaygın olarak bulunan bir bakteridir. Klebsiella pneumoniae gibi, özellikle hastanelerde yaygındır. Oldukça tehlikeli olan bu bakteri, zatürre ve menenjit gibi hastalarda ciddi enfeksiyonlara yol açma potansiyeline sahiptir.

Bu bakteri, enfeksiyonun ilk aşamaları boyunca hem dokuya yapışmaya hem de yayılmaya çalışır. Enfeksiyon ilerledikçe de davranışını yeniden düzenleyen bakteri, kalıcı olarak yerleşmeye ve bağışıklık sisteminden saklanmaya çalışır. Bu da Pseudomonas aeruginosa’nın ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor. Pseudomonas aeruginosa enfeksiyonu aynı zamanda kistik fibrozlu kişilerde önde gelen ölüm nedenidir. Bunun nedeni tedavide kullanılan antibiyotiklerin çoğunun dirençli olmasıdır.

5- Neisseria gonorrhoeae

Neisseria gonorrhoeae, gonokok olarak da bilinen, insanlarda bel soğukluğu hastalığından sorumlu olan bakteridir. Genellikle ölümcül olmasa da, hastalık tedavi edilmezse kısırlık dahil ciddi ve kalıcı sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Tüm Neisseria gonorrhoeae enfeksiyonlarının yaklaşık üçte biri en az bir antibiyotiğe dirençlidir. Daha da endişe verici bir şekilde, büyük ölçüde ilaca dirençli yeni bir “süper bel soğukluğunun” keşfedilmiş olmasıdır.

Antibiyotik Direnci İle Nasıl Savaşmalıyız?

Antibiyotiklerin ölümcül enfeksiyonlara karşı etkili olmayı bıraktığı bir zamanda yaşamak korkutucu bir düşünce. Mevcut soruna getirilecek en acil ve uygun çözüm, hem tarım ve hayvancılıkta hem de hastalıklarla savaşta antibiyotik kullanımını azaltıp bakterilere direnç kazandırmaya son vermek. Bu çözümü uygulamaya geçiren bazı İskandinav ülkeleri tarım ve hayvancılıktaki gereksiz antibiyotik kullanımını sonlandırdılar. Ancak bizim de bireysel olarak yapabileceğimiz şeyler var.

Soğuk algınlığı veya grip gibi virüsler için antibiyotik kullanmayın. Antibiyotikler virüsler üzerinde çalışmaz. Doktorunuza size antibiyotik vermesi için baskı yapmayın. Antibiyotik alırken, talimatları dikkatlice izleyin. Kendinizi daha iyi hissetseniz bile ilacınızı bitirin. Tedaviyi çok erken bırakırsanız, bazı bakteriler hayatta kalabilir ve sizi yeniden enfekte edebilir. Antibiyotikleri sonraya saklamayın veya başka birinin reçetesini kullanmayın.

Sonuç olarak, antibiyotikleri uygun şekilde kullanırsak ve yeni antibiyotiklerin, aşıların ve teşhis araçlarının araştırılmasına ve geliştirilmesine yatırım yaparsak, bunun olma olasılığını azaltabiliriz. Yazının devamında ayrıca bu yazımıza da göz atmak isteyebilirsiniz: Dünyayı Değiştiren Ancak Süreçte Sorun Yaratan 5 İlaç


Kaynaklar ve ileri Okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir