1513 yılında Osmanlı denizcisi ve haritacısı Piri Reis tarafından çizilen Piri Reis Haritası, haritacılık tarihinin en gizemli eserlerinden biridir. Haritayı bu kadar ilginç kılan şey, birçok kişinin Antarktika olduğuna inandığı bir kara parçasını göstermesidir. Üstelik bu kara parçası, Antarktika’nın resmi olarak keşfedilmesinden yüzyıllar önceki haliyle resmedilmiş gibi görünmektedir.

9 Ekim 1929’da, Alman bir teolog olan Gustav Adolf Deissmann, İstanbul’daki Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde yer alan eserleri katalogluyordu. Bu sırada, göz ardı edilmiş bazı materyaller arasında dikkat çekici bir parşömen buldu. Bu parşömen üzerine çizilmiş olan harita, bugün “Piri Reis Haritası” olarak anılmaktadır.
1513 yılına tarihlenen haritanın en dikkat çeken özelliklerinden biri, üzerinde bulunan “kerte hattı” olarak bilinen ve ortaçağ denizcileri tarafından sıklıkla kullanılan çapraz çizgiler ağıdır. Bu ayrıntılar, haritanın denizcilik açısından çok değerli bir kaynak olduğunu göstermektedir. Harita üzerinde toplam 30 açıklama bulunur. Bu açıklamalar, insanlar, hayvanlar, madenler ve ilginçlikler hakkında bilgiler verir.

Piri Reis Haritası, keşfedildiği günden bu yana hem ilgi hem de tartışma konusu oldu. Bunun en büyük nedeni, haritada Antarktika’nın keşfedilmesinden 300 yıl önce tasvir edildiğine dair bir görüntünün yer almasıydı. Daha da ilgi çekici olan bir diğer unsur ise, Antarktika’nın, buzla kaplanmadan önceki hâlini, yani yaklaşık 6000 yıl önceki kara kütlesini gösteriyor gibi görünmesiydi.
Piri Reis Haritası ve Antarktika Tartışmaları
Antarktika’nın haritada yer aldığı iddiası ilk kez 1956’da Arlington Humphrey Mallery tarafından öne sürülmüştür. Mallery, eski dünya halklarının detaylı haritalara sahip olduğunu ve bu haritaların daha sonraki dönemlerde kaybolduğunu düşünüyordu.
Kendisi haritanın bilinen medeniyetlerden öncesinden elde edilen materyallere dayandığını öne sürdü. Diğer bir deyişle, tarih öncesi bir medeniyet dünyayı oldukça doğru bir şekilde haritalama teknolojisine sahip olmuştu. Bu yorumlar, bahsi geçen medeniyetin ya Atlantis’e ya da dünya dışı bir kökene sahip olabileceği yönündeki spekülasyonları da beraberinde getirdi. Charles Hapgood ise, bu iddiayı genişleten kişi olacaktı.

1965 yılında, Maps of the Ancient Sea Kings (Kadim Deniz Krallarının Haritaları) adlı kitabında Piri Reis haritasına dair teorisini yayınladı. Hapgood, 1950’lerde “yer kabuğu kayması” adını verdiği bir hipotez geliştirmişti.
Bu hipoteze göre, Dünya’nın kabuğu, altındaki manto ile zayıf bir bağa sahipti ve zaman zaman kayarak küresel yıkımlara neden oluyordu.. Hapgood’a göre bu kaymaların bir nedeni, kutuplarda biriken buz kütlesinin kabuğu dengesizleştirmesiydi. Hapgood’un 1958 yılında yayımlanan Earth’s Shifting Crust (Dünyanın Kaymakta Olan Kabukları) adlı kitabına Albert Einstein önsöz yazacak kadar etkilenmişti.
Hapgood, haritaların Antarktika’yı buzsuz haliyle 19. yüzyıldaki keşfinden üç yüzyıl önce gösterdiği iddiasını yaygınlaştıran ilk kişi oldu. Piri Reis haritası ile modern haritalar arasındaki farkları, Piri’nin yaptığı kopyalama hataları olarak değerlendirdi.
1960’larda Hapgood’un fazla ilgi görmeyen teorileri, Erich von Däniken gibi yazarlar sayesinde popüler hale geldi. Von Däniken, Hapgood’un Piri Reis haritasının buzsuz bir Antarktika’yı gösterdiği iddiasını sorgulamadan kabul etti. Bunun yalnızca dünya dışı varlıklarla açıklanabileceğini öne sürdü.
Piri Reis Haritası Ne Kadar Doğru?
Haritanın güney kara parçasında yer alan yer adları, Piri Reis’in güneyde bir kıtanın varlığına dair yaygın inancı dikkate aldığını gösteriyor. Antik Yunan coğrafyacıları ilk kez bu kıtanın varlığını öne sürmüş ve Portekizli kaşifler Güney Amerika’nın doğu kıyısı boyunca yaptıkları yolculuklarda bu inancı rapor etmişti.
Yine de, Piri Reis’in çizdiği güney kara parçası, Antarktika’nın kıyılarına hiç benzememektedir. Tek benzerlik, her ikisinin de Atlantik Okyanusu’nun güneyinde yer almasıdır.

Piri Reis Haritası’nın Antarktika’yı buzsuz gösterdiği iddiası birçok uzmana göre spekülatif bir yorumdur. Haritadaki güney kara parçasının Antarktika değil, yalnızca Güney Amerika’nın uzatılmış bir tasviri olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, haritanın hatalı ölçeklendirme ve dönemin coğrafi teorilerinin etkisiyle oluşturulduğu görülmektedir.
Sonuç Olarak;

Sonuç olarak, Piri Reis haritası, iddia edildiği gibi buzsuz bir Antarktika’yı göstermemektedir. Aksine, 16. yüzyılda coğrafi teorilere ve dönemin keşiflerine dayalı olarak yapılmış bir eserdir.
Haritadaki bazı hatalar ve dönemsel teoriler, onun son derece hassas antik haritalara dayanmadığını kanıtlar. Ancak harita, Piri Reis’in haritacılık becerisini ve dönemin coğrafi bilgilerini bir araya getirme ustalığını sergiler.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Piri Reis Map – How Could a 16th Century Map Show Antarctica Without Ice? Yayınlanma tarihi: 9 Eylül 2018; Bağlantıı: Piri Reis Map. How Could a 16th Century Map Show Antarctica Without Ice/
- Did the Piri Reis Map Show Antarctica Before Its Discovery? Bağlantı:https://www.historydefined.net/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel