Piri Reis haritası 1929’da İstanbul’daki Topkapı Sarayı’nda çalışan tarihçiler tarafından bulunduğu günden beri bir çok araştırmanın ve tartışmanın odak noktası oldu. Bu harita, Kristof Kolomb’un Yeni Dünya’ya ulaşmasından sadece 21 yıl sonra yapılmıştı.
Ancak kim tarihçiler bu haritada Antarktika kıtasının da var olabileceğini ileri sürdü. Oysa ki bu harita çizildiği zaman Antarktika henüz keşfedilmemişti. İşte o zamandan itibaren konu ile ilgili tartışmalar başladı.
Günümüzde Topkapı Sarayı Kütüphanesinde bulunan, 1513 yılından kalma bu harita, Osmanlı Donanması Amirali Piri Reis tarafından ceylan derisi üzerine çizilmişti. Üzerinde “kerte hattı” olarak bilinen, ortaçağın sonlarında denizcilerin haritalarında sık rastlanan çapraz çizgiler ağı vardı. İncelemelerden sonra, ilk çizildiğinde tüm dünyayı gösteren bir harita olduğu, ancak sonra parçalara ayrıldığı anlaşıldı.
Amerika’yı gösteren bu kadar eski bir harita elbette tarihi açıdan çok önemlidir. Ancak ikincisi daha çok tartışmaya neden olacaktı. 1528’de Piri Reis, yaklaşık altıda biri hayatta kalan ikinci bir dünya haritası yaptı.
Tarihçiler haritanın zenginliği karşısında hayrete düştüler ve ilk dünya haritasının yalnızca bir parçasının bulunmasına üzüldüler. Diğer parçalar için yapılan aramalar sonuçsuz kaldı. Ancak kimi çevrelerde haritanın önemi zaman içinde başka bir tartışma konusu olacaktı.
Piri Reis Haritası İle İlgili Ortaya Atılan İddialar Nelerdi?
New Hampshire Üniversitesi’nden tarihçi ve coğrafyacı Charles Hapgood, 1966’da yayınlanan kitabında, haritanın en aşağı kısmında bulunan kara parçasının Antarktika olabileceğini ileri sürdü. Ancak hemen kıta 1733 yılına kadar keşfedilmemişti
Üstelik iddialarına göre bu çizim Antarktika bölgesini buzulsuz halini göstermekteydi. Bu da haritanın aslında çok daha eski zamanlarda çizildiğinin bir kanıtıydı. Hapgood bu durumu, bir kutuptan diğerine seyahat eden ve dünyanın bütün yüzeyinin haritasını çıkaran tarih öncesi denizci toplumların varlığıyla açıklayacaktı.
Hapgood’a göre, Piri Reis’in haritası aslında bu eski toplumun çizdiği haritalardan kopyalanmıştı. Sonrasında işin içine elbette yazar Erich von Daniken katılacaktı. Ona göre orijinal haritayı dünyanın dışından gelen bir medeniyet çizmişti.
Sonrasında 1995 tarihli Tanrıların Parmak İzleri adlı kitabında Graham Hancock önceden kim olduğu bilinmeyen, çok gelişmiş bir eskiçağ medeniyetinin tarih öncesi dönemin ilk zamanlarında var olduğunu iddia edecekti. Söylemine göre bu medeniyet gökbilimi, mimari, denizcilik ve matematik alanındaki muhteşem bilgi birikimini çeşitli eskiçağ medeniyetlerine aktarmıştı.
Güney Amerika vs Antarktika
Hapgood’un bir zamanlar kimi çevrelerce bilimsel açıdan mantıklı bulunan tezine günümüzde büyük ölçüde şüpheyle yaklaşılmaktadır. Piri Reis haritasında gösterilen Antarktika ile kıtanın buzul altı yüzeyinin günümüze daha yakın bir topoğrafık haritası karşılaştırıldığında kıyı şeritleri arasında hiçbir benzerlik görülmemektedir. Bu nedenle haritanın Güney Amerika kıyı şeridinin bir temsili olduğu düşünülmektedir.
Dahası, jeolojik kanıtlar Antarktika’nın buzlarla kaplanmadan önceki son döneminin bundan 14 milyon önce olduğunu göstermektedir. Aslında haritanın tarih öncesi döneme ait olmadığına dair en güçlü kanıt, Piri Reis’in haritanın üzerine yazdığı notlardır.
16. yüzyılın başlarında Piri Reis’in haritası çizildiğinde Portekizliler Atlantik aşırı yolculuklar yapmışlardı. Antarktika olduğu öne sürülen kara parçasına ilişkin bölüm, buranın Portekizli kaşifler tarafından bulunduğundan bahseder.
Piri Reis’in haritayı çizerken kullandığı kaynaklar arasında Yunan gökbilimci ve coğrafyacı Ptolemy’nin (MS 2. yüzyıl) eserlerinin, Portekizlilerin çeşitli haritalarının bulunduğu tahmin edilmektedir. Aslında haritanın birçok özelliği Piri Reis’in haritasını çizerken Kristof Kolomb’un haritalarından yararlandığını göstermektedir.
Piri Reis’in Haritası Ne Kadar Doğru?
Haritada, Avrupa ve Afrika ayrıntıyla gösterilmiştir. Haritanın güney kısmında, küçük bir Güney Amerika karşımıza çıkar. Diğer taraftan Kuzey Amerika kısmında da bir çok hata bulunmaktadır. Ancak Gregory C. McIntosh 2000 yılında yayınlanan kitabında, konuya farklı yaklaşır.
Kimi çevrelerin Antarktika zannettikleri çizimin Büyük Güney Kıtası olduğunu belirtir. (O zamanlardaki yaygın inanca göre kuzey yarımküredeki kara parçalarının dengelenmesi için güney yarımkürede bir kıtanın bulunması gerekiyordu. )
Mclntosh kitabında ayrıca, Piri Reis’in haritasında 25 derecenin güneyinde çizilmiş tüm kıyıların eksik ya da yanlış yerde olduğunu yazar. Piri Reis’in haritasındaki Güney Amerika’nın çok göze çarpan anormal bir özelliği And Dağları olarak çizilmiş bölümdür.
Ancak Piri Reis haritası, Güney Amerika’nın iç kısımlarında bir dağ sırası gösteren tek harita değildir. 1502- 1504 yılları arasında Nicolay de Caveri’nin haritası Güney Amerika’nın doğu kıyısını üzeri ormanlık bir dağ sırasıyla göstermektedir. Bunun aslında bu kıtanın doğu kıyısındaki dağlar olduğu, ancak yanlış yerde ve yanlış ölçekle çizildiği düşünülmektedir.
Sonuç Olarak;
Günümüzde birçok kişi Piri Reis haritasının, ortalama bir 16. yüzyıl haritasından beklenenden daha doğru olmadığını düşünmektedir. Ancak Piri Reis haritası ortaçağa ait, etkileyici güzellikte ve tarihi açıdan önemli bir belge olduğu için başlı başına değerlidir.
Bu harita Piri Reis’in haritacılıktaki hünerlerinin bir göstergesidir. Aynı zamanda Kolomb’un ilk iki seferinde çizdiği haritaların da günümüze kalan tek temsilcisidir. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Gördüğünüz Tüm Dünya Haritaları Neden Hatalıdır?
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Piri Reis Map – How Could a 16th Century Map Show Antarctica Without Ice? Yayınlanma tarihi: 9 Eylül 2018; Bağlantı: https://www.ancient-origins.net/
- The Oldest Surviving Detailed Map Showing the Americas; Bağlantı: https://www.1001inventions.com/piri-reis-map/
- Did the Piri Reis Map Show Antarctica Before Its Discovery? Bağlantı:https://www.historydefined.net/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel