19. yüzyılın sonlarında, mükemmel bir dedektif dendiği zamanlarda akla ilk olarak Sherlock Holmes gelirdi. Yine de, yazar Sir Arthur Conan Doyle bile Holmes’un “Avrupa’daki en başarılı ikinci uzman” olduğunu yazar. Bir numaralı olan kişi ise Alphonse Bertillon adlı Fransız bir polis memuru idi.

Bertillon, Holmes’tan daha etkili olduğunu defalarca kanıtladı. Ama başarısı yalnızca suç çözmekle sınırlı kalmadı. Adli tıp alanında günümüzde yaygın olarak kullanılan birçok kavramı ve yöntemi geliştirdi. Ancak, bunu oldukça sıradışı, ilginç ve çoğu zaman da tartışmalı bir yaklaşımla başardı.
Antropometri Nedir?
Antropometri, insan vücudunun ölçümleriyle ilgilenen bilim dalıdır. İnsan vücudunun boy, kilo, baş çevresi, kol ve bacak uzunluğu gibi ölçümlerini sistematik bir şekilde inceler ve bu verileri fiziksel farklılıkları anlamak, sınıflandırmak ve belirli standartlar oluşturmak için kullanır.
Antropometri, ilk olarak 19. yüzyılda bilimsel bir yöntem olarak geliştirilmiştir. Adolphe Quetelet, istatistiksel yöntemleri kullanarak “ortalama insan” kavramını ortaya atmış ve antropometrinin gelişimine katkıda bulunmuştur. Alphonse Bertillon, antropometriyi suçlu kimlik tespitinde sistematik olarak kullanan ilk kişi olmuştur

İnsan ölçümlerine duyulan ilgi, antik Yunanlılara kadar uzanan köklü ve etkileyici bir geçmişe sahiptir. Yunan filozofları, oranı evrenin uyumunun fiziksel bir yansıması olarak görüyordu. Onlara göre, ideal orantı güzellikle eş anlamlıydı ve aynı zamanda ilahi bir iyiliğin ifadesi olarak kabul görüyordu. Platon, bu düşünceyi şu sözleriyle özetlemiştir: “İyi olan her zaman güzeldir ve güzel olan asla orantısız değildir.”
Bu fikir, Dürer’den da Vinci’ye kadar birçok sanatçı ve düşünürün çalışmalarında kendine yer buldu. Vitruvius’un mimari ilkelerinden Rönesans sanatına kadar, insan vücudunun mükemmel bir matematiksel yapı olduğu fikri sanatta ve bilimde etkisini sürdürdü.
Ancak, bu alan ancak 19. yüzyılda bilimsel bir disiplin olarak kabul edilecekti. Bunun en önemli nedenlerinden biri, Sir Francis Galton’un çalışmalarıydı. Galton, her şeyi—özellikle insanları—ölçme ve sayma takıntısıyla tanınan bir bilim insanıydı
1851 yılında kurduğu “Antropometrik Laboratuvar”, 1885’te Londra’da düzenlenen Uluslararası Sağlık Fuarı’nda sergilendi. Bu laboratuvar, insan özelliklerinin ölçülüp kayıt altına alınabileceğini halka gösterdi.
Bu dönemde, insan ölçümüne duyulan ilginin artışında fotoğrafçılığın yükselişi de önemli bir rol oynadı. Fotoğraf, yeni ve umut vadeden bir teknoloji olarak, görsel kanıtların sistematik bir şekilde toplanması fikrini destekledi. Tüm bu süreç, Alphonse Bertillon’un çalışmalarını biçimlendirdi.
Alphonse Bertillon Kimdi?
Alphonse Bertillon, entelektüel bir aileden gelen ancak akademik olarak zayıf bir öğrenci di. Ailesindeki pek çok kişi doktor ve istatistikçi olmasına rağmen, Bertillon iki kez okuldan atıldı. 26 yaşında Paris Polis Teşkilatı’nda giriş seviyesinde bir işe başladı.
Bu süreçte, kayıtların düzensizliğini fark etti. Tanımlama sisteminde büyük eksiklikler vardı. Görgü tanıklarının ifadelerine fazla güveniliyor, tutarsız tanımlamalar yapılıyor ve suçluların tekrarlayan suçlarıyla ilgili net bir takip sağlanamıyordu.
Bertillon, kayıtların daha standart hale getirilmesi için suçluların fiziksel özelliklerinin ölçümlerinin belirlenmesi gerektiğini düşündü. Sonunda suçluları daha kesin yöntemlerle tanımlamaya yönelik bir sistem geliştirdi. Bu sistem, suçlu kayıtlarını ölçümlere dayalı olarak standart hale getirdi ve adli tıp alanında devrim yarattı.
Bertillon Sistemi Nasıl Çalışıyordu?
Bertillon, her bireyin vücut ölçülerinin benzersiz olduğu fikrinden yola çıkarak, suçluların belirlenmesi için vücut oranlarını kullanmayı önerdi. Boy uzunluğu, kol açıklığı, ayak uzunluğu, baş çevresi, kulak uzunluğu ve burun genişliği gibi 11 farklı fiziksel özellik ölçüldü.

Bertillon, hapishaneleri dolaşarak özel ölçüm aletleriyle suçluların fiziksel özelliklerini büyük bir hassasiyetle kaydetti ve ölçümlere dayalı bir veri tabanı oluşturdu. Çalışmaları giderek daha fazla zaman ve emek gerektiriyordu ve bu nedenle bir yardımcı tutmaya karar verdi. Genç asistanı, 7.000’den fazla kimlik kartını bizzat doldurarak olağanüstü bir özveri gösterdi. Sonunda Bertillon, bu asistanıyla evlendi ve çalışmalarına birlikte devam ettiler.
1888 yılına gelindiğinde, Paris Emniyeti, Alphonse Bertillon’un liderliğinde bir kimlik tespit bürosu kurdu. Kısa bir süre içinde Bertillon, suçluların tanımlanmasını daha da ileri taşıyan daha sofistike bir sistem geliştirdi. Bu sistem, “konuşan portre” (portrait parlé) olarak adlandırıldı.

Bu yöntem, yüzün detaylı bir şekilde analiz edilmesini sağlıyordu. Bu süreçte, fiziksel ölçümlerin yanı sıra, suçluların ayrıntılı fiziksel tanımları da kaydedildi. Doğum lekeleri, yara izleri, dövmeler gibi ayırt edici özellikler kayda geçirildi.
Bertillon’un sistemi yaklaşık 20 yıl kadar uygulamada kaldı. 1900’lü yılların başlarına gelindiğinde, başlangıçta devrim niteliğinde olan bu yöntemi, etkisini kaybetmeye başladı. Yüz tanımlama sürecinin karmaşıklığı ve zaman alıcı doğası, sistemin verimli bir kimlik tanımlama aracı olarak kullanımını zorlaştırdı.

Başka sorunlar da vardı. Sonuçta insan yıllar içinde değişir. Bu nedenle sistem eski şüpheliler için işe yaramıyordu. Ayrıca Alphonse Bertillon’un karıştığı bazı davalar şöhretine gölge düşmesine neden olacaktı. Bunların en başında da Dreyfus Olayı yer alıyordu.
Bertillon’un el yazısı analizi konusunda bir uzmanlığı yoktu. Ancak mahkemede, karmaşık bir matematiksel ölçümle Dreyfus’un suçlu bulunmasına neden oldu. Bertillon itibarı Dreyfus olayına karışması nedeniyle lekelenecekti.

Bertillon tek bir nota bakarak sanığın suçlu olduğuna karar verdi.
Sonuç Olarak;
20. yüzyılın başlarında, Bertillon’un antropometrik yöntemi gerilemeye başladı. Polis departmanları bunun yerine parmak izi almaya yöneldi. Ancak kendisi sabıka kaydı ve olay yeri fotoğrafları gibi kavramları ilk kullanan kişi olması nedeniyle günümüzde hala adli tıp biliminin kurucularından biri olarak hatırlanmaktadır.
Günümüzde Bertillon sistemi artık mazide kalmış olsa da kimlik bilgilerinin kaydını tutmanın en iyi yolunun bir dizi sayıyla olacağı düşüncesi o günden bugüne geçerliliğini korumaktadır. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Suçla Mücadele İçin Matematik İşimize Nasıl Yarar?
- Meet Alphonse Bertillon, The Brilliant French Detective Who Revolutionized Police Work. Yayınlanma tarihi: 11 Mart 2022. Bağlantı: Meet Alphonse Bertillon, The Brilliant French Detective Who Revolutionized Police Work
- Alphonse Bertillon and the troubling pursuit of human metrics. Bağlantı: Alphonse Bertillon and the troubling pursuit of human metrics
- Farebrother, Richard & Champkin, Julian. (2014). Alphonse Bertillon and the Measure of Man: More Expert than Sherlock Holmes. Significance. 11. 10.1111/j.1740-9713.2014.00739.x.
- Altes, Kristina & Ost, Andrea & Perez, Dorianis & Constantino, Audrey & Carpenter, Kelsey & Ferguson, Dreana & Bohne, Carrie. (2018). Bertillon, Alphonse. 1-2. 10.1002/9781118584538.ieba0049.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel