Almanya’nın Hamburg şehrinde, 2017 yılında açılışı yapılan Elbphilharmonie ya da kısaca Elphi, şehrin sembolleri arasında yer alan bir konser salonudur. Ancak bu salon, basit bir konser salonundan çok daha fazlasıdır. Aslında çağımızın en ilgi çekici yapılarından birisi olarak kabul edilmektedir.
Bu konser salonunun en ilgi çekici yanı dalga görünümlü dış tasarımı değildir. Ya da içerisindeyken sanki uzaylıların yaşam alanını ziyaret etmişsiniz gibi hissettiren kıvrımlı asansörü de değildir. Veya sizi bir kattan diğerine yönlendirirken Escher’in iniş çıkışlı tablolarını andıran olağandışı merdivenleri de değildir.
Aslında en ilginç kısmı salonun akustiğidir. 843 milyon dolara mal olan binanın merkezinde, fildişi renginde, on bin adet akustik paneliyle bambaşka bir atmosferde müzik dinleme imkanı sunan bir oditoryum yer alır.
Elbphilharmonie’de üç konser salonu bulunmaktadır. En büyüğü olan oditoryum algoritmalar yardımı ile tasarlanmıştır. Bu nedenle de teknolojik bir başarı öyküsünü de gerçek kılar. Kendine has şekilleri olan ve dev bir yapbozun parçaları gibi görünen fiber akustik paneller, mimarlar Herzog ve De Meuron’un 13 yıllık çalışmanın neticesinde ortaya çıkardıkları özgün tasarımlardır.
Elbphilharmonie Ne Gibi Özelliklere Sahip?
Salonun asıl sürprizi, duvarlara saklı durumdadır. Birbiri üzerinde yükselen, tasarımcılarının ‘hücre’ olarak isimlendirdiği fildişi renkli paneller, sese biçim vermek üzere tasarlanmıştır. Bunlar duvarlara ve tavanlara 4 cm’den 16 cm’ye kadar farklı ebatlarda ve içiçe olacak şekilde yerleştirilmiştir.
Yüksek yoğunluklu alçı fiberden oluşan duvar panellerinin hepsi doğal sıva ve geri dönüştürülmüş kâğıt karışımından elde edilmiştir. Bu panellere çarpan ses dalgaları ya emiliyor ya da farklı yönlere yansıtılır. Bu sayede dinleyiciler eşsiz bir müzikal tecrübe yaşarlar.
İki farklı panelin, sesi aynı şekilde emmesi veya yansıtması mümkün değildir. Yani her panel, salonun bütünü içinde diğer panellerle uyumlu, ses dalgaları yaratmaya yaramaktadır.
Bu teknik aslında yüzyıllardır bir çok konser salonunda uygulanıyor. Örneğin en ünlü müzik salonu olan Viyana’daki Musikverein’da da yüzyıllardır aynı yöntem tatbik ediliyor. Salon tasarımında yer alan süslü, neoklasik detaylar aynı yayılım etkisini yaratıyor.
Sonuç olarak
Elbphilharmonie Hamburg binası; tasarımı ve konumu nedeniyle bulunduğu ülke için simgesel özellik taşımaktadır. Tarihi dokuyu ve modern yapıyı birleştiren bina yeni ile eski arasında bir bağlantı kuran tasarımsal yaklaşım açısından dikkat çekmektedir. Ayrıca Elbphilharmonie; matematiğin, geometrinin, akustiğin etkileyici ve ihtişamlı şekilde buluştuğu bir mekan olarak da bizim açımızdan önemlidir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- When Math Meets Music: Algorithm Creates an Incredible Concert Hall. Yayınlanma tarihi: 30 Temmuz 2017. Kaynak site;Interesting Engineering. Bağlantı: When Math Meets Music: Algorithm Creates an Incredible Concert Hall
- Şanlı, E., & Kavraz, M. (2023). ELBPHILHARMONIE HAMBURG KONSER BİNASININ KONUM, MEKAN VE YAPISAL AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ. Yalvaç Akademi Dergisi, 8(1), 1-19. https://doi.org/10.5712/yalvac.1217076
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel
