Kampüs

Akran Zorbalığı İle Mücadele Evde Başlar!

Akran zorbalığı çocukların hayatlarını çekilmez hale getirebilir ve ömür boyu sağlık sorunlarına neden olabilir. Ancak bilim insanları bununla mücadele etmenin yollarını keşfediyorlar.

akran zorbalığı

Akran zorbalığın kısa vadede çocukların ruh sağlığı için ciddi bir risk oluşturduğuna ve sonuçlarının artan kaygı, depresyon ve paranoyak düşünceye yol açtığını günümüzde biliyoruz. Zorbalık sona erdikten sonra bu belirtilerin bazıları ortadan kaybolsa da, birçok kurban ileriki yaşantısında etkilerinden muzdarip olmaya devam eder.

Bir makaleye göre, çocukluğunda zorbalığa maruz kalan bir kadının genç yetişkinliğinde panik bozukluğu yaşama olasılığı 27 kat daha fazladır. Erkekler arasında da çocuklukta yaşanan akran zorbalığının, intihar düşüncesi ve eyleminde 18 kat artışa neden olduğu görülmektedir.

Akran Zorbalığı
Herhangi bir çocuk zorbalık veya mobbing kurbanı olabilir. Ancak fiziki durumları, akademik başarıları, zenginlikleri ve hatta karakterleriyle akranlarından farklı olanlar asıl hedef haline gelir.

Tek bir zorbalık vakası bile, derin bir duygusal yara bırakma riski taşır. Çocuk agresif ve endişeli hale gelir, depresyona ve davranış sapmalarına maruz kalır. İlişki kurma ile ilgili zorluklar yaşamaya başlar. Birçok mağdur, sonraki yaşamlarında da arkadaş edinmekte zorlanmaktadır. Çocuklukta zorbalık mağdurları genellikle işyerinde mobbing kurbanı da olurlar.

Mobbing ile Zorbalık Arasındaki Fark Nedir?

Yıldırıcı ve sindirici hareketler örgütlerde farklı terimlerle anılmaktadır. Terminolojideki farklılıklar ülkeler arasında da değişmektedir. Örneğin İngiltere ve Avustralya’da bu tip davranışlar ‘bullying’ – zorbalık adı altında birleştirilmiştir. Ancak A.B.D. ve Avrupa ülkelerinin çoğunluğunda ‘bullying’ terimi okullarda uygulanan psikolojik terörü anlatmak için kullanılır. Mobbing terimi ise iş yerlerinde uygulanan psikolojik tacizi ifade eder.

Akran Zorbalığı İle Mücadele Evde Başlar!
Mobbing, bir kişinin bir grup içinde kitlesel olarak taciz edilmesi şeklinde ortaya çıkar. Psikosomatik rahatsızlıklar, endişe, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.

Mobbinge uğrayan kişilerin cinsiyetleri arasında çok önemli bir fark olmasa da erkek mağdurların çok büyük çoğunluğunun erkekler tarafından, kadın mağdurların da kadınlar tarafından taciz edildiği araştırmalarca kanıtlanmıştır. Okullarda da sürecin benzer bir biçimde işlediği basit bir gözlem sonucunda görülecektir.

Zorba davranışlar; farklı biçimlerde gerçekleşir. Sözlü zorbalık; isim takmak, alay etmek, karşıdaki insanın onurunu zedelemek, küçük düşürmek, iğnelemek, hakaret etmek, tehdit etmek biçiminde olur. Fiziksel zorbalık ise vurmak, yumruklamak, tekmelemek, tırmalamak, çelme takmak gibi eylemlerdir. Son olarak ilişkisel zorbalık görmezden gelmek, dışlamak, yok saymak, yabancılaştırmak, düşmanca bakışlar sergilemek, kişisel eşyalarını saklamak veya bunlara zarar vermek biçiminde karşımıza çıkacaktır.

Akran Zorbalığı Neden Kaynaklanır?

Akran zorbalığı aralarında fiziksel ya da psikolojik açıdan bir güç eşitsizliği olan çocuklardan başlar. Sonrasında güçlünün, karşı tarafa bilerek ve isteyerek, sistemli bir biçimde belli zaman aralıkları ile uyguladığı psikolojik şiddete dönüşür. Kurbanda korku, endişe veya zarar vermeyi amaçlayan fiziksel, sözel, psikolojik saldırı veya yıldırmayı kapsar.

Bandura’nın sosyal öğrenme teorisine göre zorbaca davranışlar, bireysel ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle oluşur. Buna göre zorbalığın oluşmasında sosyal çevrenin doğrudan ve dolaylı etkileri vardır. Doğrudan etki; çocukların saldırgan davranış modelini akranlarından ve yetişkinlerden öğrenmeleri biçimindedir. Dolaylı etki ise; algıları, normları ve eğilimleri almaları, kabul etmeleri ve kendine mal etmeleridir.

Bu durumu Albert Bandura şu şekilde aktarmaktadır. “Televizyonda şiddetli içeriklere maruz kalmanın 4 temel etkisi vardır. Saldırgan davranış biçimlerini öğretir, saldırganlık üzerine kurulan davranışsal kontrolü azaltır, izleyen kişileri insanın acımasızlığına alıştırır, duyarsızlaştırır ve izleyenlerin gerçeklik algısını şekillendirir.”

bobo bebek deneyleri
1960’ların başında ünlü psikolog Albert Bandura sal­dırganlık üzerine geniş çaplı bir laboratuvar programı başlattı. Bobo bebek deneyi 3-6 yaşları arasında 36 kız 36 erkekten oluşan çocuklar üzerinde yapıldı. Bu klasik çalışmada deneyci, oyuncak bebeğe oldukça şiddetli şekilde davranmış ve çocuklar onu mükemmel bir şekilde taklit etmişlerdir.

Çocuklar ve gençler; okul dışında, okula gidip gelirken, okul bahçelerinde, oyun alanlarında ve otobüs duraklarında da zorbalıkla karşılaşabilirler. Bunun yanı sıra, son yıllarda elektronik araçlarla yapılan siber zorbalık da yaygınlaşmaktadır.

Okullarda Zorbalığı Önlemek İçin Ne Yapmalıdır?

Sosyal-Bilişsel-Teori

Okulda zorbalığın nedenleri ve düzeyi, ülke, toplum ve ailedeki zorbalığın nedenleri ve düzeyleri ile paralellik gösterir. Hatta onların yansımaları olduğu kabul edilir. Geçmişten günümüze erkeklerin kadınlar üzerinde, zenginlerin fakirler üzerinde, güçlülerin zayıflar üzerinde, ebeveynlerin şiddet ve tehdit yoluyla çocuklar üzerinde kontrol sağladığı bilinen bir gerçektir. Benzer durum okul ortamında da karşımıza çıkar.

Çocuklar çoğu zaman, özellikle de saldırganlığın ödüllendirildiğini gördüklerinde, çatışmaları saldırganlıkla çözmeyi öğrenir. Çocukların en çok taklit ettiği insanlar, elbette ki anne babalarıdır. Gerçekten de fiziksel kötü muamele sergileyen anne babaların çok büyük bir bölümü, çocukken kendi anne babalarından kötü muamele görmüştür.

Sonuç Olarak;

Okullar, zorbalığın adresi olmamalıdır. Bunun yerine çocuklara, ailelere ve topluma bilgi verme, yapıcı yollarla sorun çözme, sağlıklı iletişim kurma ve tartışma becerilerinin kazandırıldığı kurumlar olmalıdırlar. Bu nedenle özellikle öğretmenlerin iyi birer gözlemci olması önemlidir. Ancak sadece gözlemci olmak da soruna bir çözüm olmayacaktır.

Herhangi bir biçimde ortaya çıktığında zorbalığa uygun tepki vermemek tekrarlama riskini desteklemek demektir. Bu nedenle de, öğrencilerin okul ortamı içinde kendilerini güvende hissedebilmeleri için sorumlu yetişkinler tarafından dinlenme ve zorbalığa karşı sıfır tolerans yaklaşımı gösterildiğini bilmeleri gerekir.

Her türlü tacizi kınarken öğretmenlerin ve ebeveynlerin ve çocukları zorbalığın doğası hakkında bilgilendirmesi çok önemlidir. Sınıf ortamında da çocukların zorbalık hakkında konuşmaları ve bu konuda duygularını paylaşmaları gerekir.

Bir çocuk için büyümek kolay bir iş değildir. Çocuklar ve ergenler sosyal ilişkilerde yön bulmayı öğrenirken kimi durumlarda acı ve üzüntü de yaşayacaktır. Bu süreçte yetişkinlerin sağlıklı biçimde süreci yönlendirmeleri çok önemlidir. Bunun gelecek nesillerin sağlığı ve mutluluğu üzerinde yaygın bir etkisi olacaktır.

Okullar sadece matematik, fizik öğretilen kurumlar değildir. Okullar gençlerimizin geleceğini biçimlendirmektedir. Bu süreçte öğretmenlerin farkındalığı bir çok sorunu daha başlangıç aşamasındayken çözme potansiyeline sahiptir. Yazının bitiminde göz atmak isterseniz:. Zorlu Ama Başarılı Bir Sistem: Japonya Eğitim Sistemi


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Bullying and Mobbing at School: Understanding the Reasons and Consequences for Your Children; Bağlantı: https://www.ekidz.eu
  • Zarate-Garza, Pablo Patricio MD; Biggs, Bridget K. PhD; Croarkin, Paul DO; Morath, Brooke BSc;. Leffler, Jarrod PhD; Cuellar-Barboza, Alfredo MD; Tye, Susannah J. PhD. How Well Do We Understand the Long-Term Health Implications of Childhood Bullying?. Harvard Review of Psychiatry 25(2):p 89-95, 3/4 2017. | DOI: 10.1097/HRP.0000000000000137
  • The Nordic way to stop bullying. Yayınlanma tarihi: 14 Mart 2022. Bağlantı: The Nordic way to stop bullying

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir