Pek çok insan hem sağlıklı hem de ekonomik olduğu için tavuk eti tüketmeyi sever. Ancak çok azımız tavukların son birkaç on yılda geçirdiği değişimin farkındayız. 50’li veya 60’lı yıllarda doğduysanız ve eskiden yediğiniz tavuğun boyutunu bugün tabağınızdakilerle karşılaştırırsanız, muhtemelen oldukça şaşırırsınız.
Tavuklar eskiden çok daha küçük ve daha çevikti. Ancak, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra tavuğa olan talep arttıkça tavuk çiftçiliği küçük bir aile işletmesinden büyük bir endüstriyel işletmeye dönüştü. Bu dönemde tavuklar artık sadece arka bahçede, o aileye yetecek kadar değil, büyük çiftliklerde ticari maksatlarla üretilmeye başlandı. Bunun sonucunda da tavukların boyutları değişmeye başladı.
1940’larda bir tavuğun boyutu 1 kg’ın altındayken, 2000’lerin başlarında orta çağda yaklaşık 4 kilograma yükseldi. Artan şey sadece kiloları olmadı. Daha fit hale de geldiler. Karın yağ oranları azaldı. Kas kütleleri arttı.
Ayrıca, yarım asır öncesine göre üç kat daha hızlı büyümeye başladılar. Ancak bu son derece önemli değişikliklerden sorumlu olan şey pek çok kişinin sandığı gibi hormonlar veya ilaçlar değildir. Bunun yerine, bu büyük değişimi açıklayan şey, genetik seçilim ve piyasa güçleridir.
20. yüzyılda insanlar tavuk yetiştiriciliğini endüstriyel üretime dönüştürene kadar, tavukların insan yaşamına katkısı oldukça mütevaziydi. Sonucunda bir çiftlik ya da köy evinde yaşıyorsanız bunu daha iyi anlarsınız. Yoğun çiftlik işleri ve ulaşım için kullanılan at ve öküz gibi çok daha yararlı hayvanlar varken tavuklar size sadece yumurta sağlama görevini sürdürmektedir. Ancak olaya ticari açıdan bakarsanız işler değişir.
Tavuklar Zaman İçinde Nasıl Değişti?
Tavuk denince aklımıza sofralarımızda görmeye aşina olduğumuz evcil tavuklar gelir. Oysa ki tavuklar bundan daha çeşitlidir. İlk evcilleştirilmiş tavuk günümüzden yaklaşık 7.000 ila 8.000 yıl önce Çin, Güneydoğu Asya ve Hindistan’da Kızıl Orman Kuşu (Red junglefowl – Gallus gallus ) olarak bilinen vahşi bir atadan ortaya çıktı. Bu, 2004’te tamamlanan ilk tavuk genomu haritasıyla doğrulandı.
Tavukların neden evcilleştirildiğine dair belirsizlik devam ederken, tavukları ve insanları bir araya getiren bir şey vardı. Bu da pirinçti. Pirinç, darı ile birlikte, yabani orman tavuğunun insanlarla yakın temasa geçmesini sağlayarak evcilleştirme sürecini başlatmış olurdu, Tavuklar, sonradan ticaret yollarıyla bütün dünyaya yayıldılar. Bu süreçte de çeşitli tavuk türleri ortaya çıktı.
Tavukların genetik haritasının çıkartılması tavukların zaman içinde geçirdiği değişiklikleri de anlamamıza yaradı. Bu esnada da günümüz tavuklarında bir genin artık mevcut olmadığı görüldü. Bu üremeyi günün uzunluğu ve mevsimlerle koordine eden TSHR adlı bir gen idi.
Bu gen devre dışı kaldığı için de günümüz tavukları tüm yıl boyunca her zaman üreyecektir. Bu da her zaman yumurtlaması anlamına gelir. Bu değişiklik tamamen insan kaynaklı olarak gerçekleşmişti. Üstelik bunun için tavuklara çeşitli hormonlar vermemize de gerek kalmamıştı.
Her şey, bilim camiasının 20. yüzyılın başlarında Mendel genetiğini daha iyi kavramasıyla başladı. Tam da bu süreçlerde, 1940’ların başında tavuk tüketimine talep artmaya başlamıştı. Ancak bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en büyük süpermarket zinciri olan A&P Amerikalıların tavuğa karşı artan iştahının üretim maliyetlerini yukarı çekeceğinden endişeliydi.
‘Chicken of Tomorrow’ (Yarının Tavuğu) Yarışması Tavukların Boyutunun Değişmesinde Önemli Bir Etkendi
Bunun sonucunda şirket markasını geliştirmek ve aynı zamanda gelecekte maliyetleri düşürmenin potansiyel bir yolunu bulmak için bir yarışma düzenlemeye karar verdi. Yarışmanın kuralları çok basitti. En kısa sürede en büyük tavuğu yetiştirmeyi başaran kişiye birincilik ödülü verilecekti. Nihai tat ise seçim için bir kriter değildi. Zaten soframızda tükettiğimiz tavuklar da tatlarını bu nedenle kaybetti.
25 eyaletten binlerce tavuk yetiştiricisi, 10.000 $’lık ödülü (bugünün parasıyla yaklaşık 100.000 $) kazanmayı umarak yarışmaya dahil oldu. Katılımcılar arasından Arbor Acre ve Red Cornish türlerini büyüten şirketler açık ara farkla önde geldi.
İki suş sonunda melezleşerek, bugüne kadarki diğer tüm suşlar için standardı belirlemeye devam edecek olan devasa bir tavuk türü olan Arbor Acre cinsine yol açacaktı. Diğer bir deyişle bizim günümüzde tükettiğimiz tavukların genetik kökenini oluşturdular.
Yapay Seçilim (Selective breeding) devam etti. Bazı kaynaklarda bahsedildiği gibi hayvanların genetiği ile oynanmadı. Yapay seçilim insanların bilinçli ve amaçlı olarak bir organizmanın belli özelliklerini seçmesi ve kontrollü olarak yetiştirmesi sürecidir.
Bu süreç yukarıdaki görseldeki gibi işler. Tavuk boyutu açısından düşündüğümüzde bunu çiftçilerin kuluçkadaki en tombul civcivleri seçmesi ve üretkenliği artırmayı göz önünde bulundurarak bunu defalarca tekrarlaması gibi düşünebilirsiniz.
Tavuk Boyutu İle İlgili Çarpıcı Bir Araştırma
2014 yılında, Martin Zuidhof liderliğindeki Alberta Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, tavukların bu süreçten nasıl etkilendiğini çarpıcı bir araştırma ile gözler önüne serdi. Araştırmacılar üç tavuk türünü karşılaştırdı. Bunlardan ilki 1957’den diğeri ise 1979’dan beri değiştirilmemiş bir cins idi. Üçüncüsü ise Ross 308 adı verilen ticari amaçlar ile yetiştirilen bir türdü.
Araştırmacılar üç ayrı türden civcivleri aynı biçimde beslediler, aynı ortamda tuttular. 56 gün sonra da üç türü de tartıya çıkardılar. 1957 cinsi 905 gram, 1978 cinsi ortalama 1.808 gram, modern tür ise 4.202 gram kadardı. Evet belki de bir hormon takviyesi yapmadık ama tavukların genetiğini insan müdahalesi ile değiştirmeyi başardık. Üstelik değişen şey sadece boyutları da değil.
Tavukların Büyümesinin Nedeni Hormon Değil İnsandır
Normal koşullarda tavuklar eskiden 70 gün gibi bir süre içinde yetişkin hale gelirken, günümüzde bu süre 47 güne düşmüş durumda. Üstelik günümüzün tavukları sadece çok daha büyük değil. Aynı zamanda daha az yiyecekle şişmanlıyorlar.
Tüm bunlar insanın aklına haklı olarak tavuklara steroidler, büyüme hormonları veya herhangi bir yapay güçlendirme enjekte edilmiş olabileceğini getiriyor. Büyümeyi teşvik eden hormonların sığır çiftliklerinde kullanıldıkları doğrudur. Tavuklar için bu süreç hem çok maliyetli hem de gereksizdir.
Ancak yaşadıkları sıkışık kafeslerde kaçınılmaz olan yaygın hastalıklardan korunmak yemlerine bol miktarda antibiyotik karıştırıldığı doğrudur. Bunun insan sağlığı üzerindeki etkileri de net biçimde bilinmemektedir. Bununla birlikte kimi araştırmacılar bu ilaçların bilinçsiz kullanımının bir başka sorun olan antibiyotik direncini arttırdığını düşünmektedir.
Sonuç olarak boyuttaki bu büyük değişikliklerin tümü, çağlar boyunca seçilmiş olan genler ve mutasyonları sonucunda ortaya çıkmıştır. Ancak tavukların yıllar içinde bu kadar dolgun hale gelmesinin ana nedeni, biz ve onların yumuşak etlerine olan doyumsuz iştahımızdır.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Siegel PB. Broiler genetics and the future outlook. Front Physiol. 2023 Mar 8;14:1150620. doi: 10.3389/fphys.2023.1150620. PMID: 36969607; PMCID: PMC10031763.
- Higham, Charles. (2021). The later prehistory of Southeast Asia and southern China: the impact of exchange, farming and metallurgy. Asian Archaeology. 4. 10.1007/s41826-021-00040-y.
- How chickens tripled in size since the 1950s. Yayınlanma tarihi: 13 Nisan 2023; Kaynak site: ZME Science. Bağlantı: How chickens tripled in size since the 1950s/
Matematiksel